Medeni Hukuk
Gaiplik Davası
🧠 Yapay Zeka ile Özetle:

Gaiplik, bir kişinin uzun süre boyunca kendisinden haber alınamaması ya da ölüm tehlikesi içinde kaybolması halinde, mahkeme kararı ile o kişinin hukuken ölmüş kabul edilmesini sağlayan özel bir hukuki statüdür. Bu durum, özellikle miras, evlilik birliği ve velayet gibi hakların belirsizlikten çıkarılması için önemlidir. Kaybolan kişinin gerçekten ölüp ölmediği bilinmese bile, gaiplik kararı ile ölüm varsayımı oluşturularak hukuki düzen sağlanır.

Hukuk sisteminde gaip ne demek sorusu, yalnızca kaybolmuşluğu değil, aynı zamanda hakkında bilgiye ulaşılamayan ve hayatta olup olmadığı netleşmeyen kişiyi kapsar. Bu kişi hakkında kesin ölüm kaydı olmamasına rağmen, gaiplik kararı ile ölmesi muhtemel kabul edilerek ölümün hukuki sonuçları işletilir. Bu şekilde geride kalanların hukuki ve ekonomik ilişkilerinin tıkanması önlenmiş olur.

Gaiplik nedir sorusu, sadece kişinin bulunamaması değil, aynı zamanda bu yokluğun belli bir süredir devam etmesi ve kişiye ulaşılamamasına rağmen ölümüne dair herhangi bir somut bulguya ulaşılamamış olması durumlarını kapsar. Hukuki güvenlik açısından bu süreç, kaybolan kişinin yaşamıyla ilgili belirsizlikleri sona erdiren sistematik bir çözümdür. Kişinin ortadan kaybolmasının ardında doğal afet, savaş, deniz kazası ya da kişisel bir neden olabilir, ancak temel olan bu kayboluşun hukuk düzeninde açık şekilde çözüme kavuşturulmasıdır.

Türk hukuk sisteminde gaiplik kararı yalnızca gerçek kişiler için verilebilir. Tüzel kişiler yani şirketler veya dernekler için gaiplik kararı uygulanmaz. Onların faaliyetleri belge ve kayıtlarla denetlenebilir olduğu için kaybolma gibi bir durum hukuken mümkün değildir.

Gaiplik Kararı Nedir?

Gaiplik kararı, Türk Medeni Kanunu kapsamında bir kişinin uzun süre boyunca ortadan kaybolmuş olması veya ölüm tehlikesi altında kaybolduğunun kesinleşmesi durumunda, Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından verilen ve kişinin hukuken ölü kabul edilmesini sağlayan bir karardır. Bu karar, yalnızca kaybolma olayını değil, aynı zamanda ölümün ispatlanamaması durumunda ortaya çıkan tüm hukuki boşluğu doldurmayı amaçlar. Kişinin bulunamaması nedeniyle askıya alınmış hak ve yükümlülükler, bu kararla birlikte yeniden işler hale gelir.

Gaiplik kararının verilmesi için gerekli şartlar:

  • Kaybolma süresi dolmuş olmalıdır. Ölüm tehlikesi altında kaybolmuşsa en az 1 yıl, sadece haber alınamama durumunda ise en az 5 yıl geçmiş olmalıdır.
  • Ölüme ilişkin somut delil bulunmamalıdır. Kişinin ölümünü kanıtlayan herhangi bir mezar, ceset, ölüm belgesi veya adli tespit bulunmamalıdır.
  • Resmî ilan süreci uygulanmalıdır. Mahkeme, başvuru üzerine, kişinin yaşadığını bilen kişilere ulaşmak amacıyla en az 6 ay süreyle Resmî Gazete’de ve uygun yayın organlarında ilan yayımlamalıdır.
  • İlan süresince bilgi veya itiraz gelmemelidir. Mahkemeye, kişinin yaşadığına veya öldüğüne dair bir bilgi ulaşmamış olmalıdır. Bu durumda dava süreci işlemeye devam eder.

Yukarıdaki tüm şartlar eksiksiz şekilde sağlandığında, mahkeme tarafından gaiplik kararı nasıl alınır sorusu cevabını bulur ve karar verilir. Bu kararın verilmesiyle birlikte kişi, hukuken ölü sayılır ve buna bağlı tüm işlemler yasal olarak başlatılabilir. Bu süreç, yalnızca kaybolan kişinin değil, onun mirasçıları, eşi, çocukları ve alacaklılarının da hukuki güvenliğini sağlamak amacıyla yürütülür.

Gaiplik Kararı Nasıl Alınır?

Gaiplik kararı nasıl alınır sorusu, süreci başlatmak isteyen kişiler için net bir yol haritası gerektirir. Gaiplik kararının alınabilmesi için öncelikle kişinin kaybolduğu tarihten itibaren belli bir sürenin geçmiş olması gerekir. Ölüm tehlikesi içinde kaybolma durumunda bu süre en az bir yıl, sadece uzun süre haber alınamama durumunda ise en az beş yıl olarak belirlenmiştir.

Başvuru aşamasında, kişinin yakınları, mirasçıları veya hukuki çıkarı bulunan kişiler Sulh Hukuk Mahkemesi’ne dilekçe ile başvurur. Dilekçede kaybolma tarihi, olayın oluş şekli, arama ve başvuru süreçleri detaylı şekilde belirtilmelidir. Mahkeme bu başvuruyu inceledikten sonra, kişinin bulunabilmesi için Resmî Gazete ve uygun yayın organlarında altı ay süreyle ilan yapılmasına karar verir. Bu ilan, kişinin yaşadığını bilenlerin ortaya çıkması için kamuya açık çağrıdır.

İlan süresi boyunca kişinin yaşadığına dair bir bilgi gelmezse ve deliller de kişinin ölmüş olma ihtimalini güçlendiriyorsa, mahkeme gaiplik kararını verir.

Gaiplik İlanı Nerede Yapılır?

Gaiplik ilanı öncelikle Resmî Gazete’de yayımlanmak zorundadır. Resmî Gazete, Türkiye’de yasal bildirimlerin kamuya açıklandığı en yetkili yayındır. Bunun dışında, mahkeme uygun gördüğü yerel gazetelerde de ilanın yapılmasına karar verebilir. Yerel ilan, kişinin kaybolduğu bölgede yaşayan kişilere ulaşmak için kullanılır. İlanda, kaybolan kişinin kimlik bilgileri, kaybolma tarihi, en son nerede görüldüğü ve mahkemeye bilgi verilmesi için tanınan süre açıkça belirtilir. İlanın süresi, ilk ilan tarihinden itibaren en az 6 ay olmak zorundadır. Bu süre dolmadan, kişi hakkında gaiplik kararı verilemez. Amaç, aceleyle hüküm vermek değil, gerçek durumu tespit etmek için toplumun yardımına başvurmaktır. İlanın kamuya duyurulması sayesinde kişi hakkında bilgi sahibi olanlar, bu bilgileri mahkemeye sunabilir. Eğer kişi yaşıyorsa, dava düşer. Bu nedenle ilan, yalnızca şekli bir prosedür değil, gaiplik sürecinin hak arama yönünü temsil eden önemli bir aşamadır.

Gaiplik Davası

Gaiplik davası, bir kişinin uzun süre haber alınamaması veya ölüm tehlikesi içinde kaybolması durumunda, bu kişinin hukuken ölü kabul edilmesi için açılan özel hukuk davasıdır. Türk Medeni Kanunu’nda açıkça düzenlenen bu dava, kaybolan kişinin çevresindeki kişiler açısından büyük hukuki sonuçlar doğurur. Dava süreci, sadece kişinin kaybolmuş olmasıyla değil, aynı zamanda bu kayboluşun belirli süre ve koşulları taşıyıp taşımadığıyla ilgilidir.

Dava açılmadan önce, kişinin ölümüne ilişkin hiçbir somut delil bulunmamalı, ancak hayatta olma ihtimali de oldukça düşük olmalıdır. Gaiplik davası, kişinin yokluğunun sadece fiziksel değil, aynı zamanda hukuki açıdan da kalıcı hale gelmesini sağlar. Bu yönüyle dava, belirsizliğin hukuki güvenliğe dönüştüğü noktadır. Kişinin bulunamaması, çevresindeki mirasçıların, eşinin, çocuklarının veya alacaklılarının çeşitli haklara ulaşamamasına neden olur; bu da davayı gerekli kılar.

Gaiplik davası, yalnızca Sulh Hukuk Mahkemesi’nde açılabilir. Dava dilekçesi hazırlanırken, kaybolma tarihi, olayın koşulları, yapılmış başvurular, varsa tanık ve delil bilgileri detaylı şekilde sunulmalıdır. Mahkeme, başvuruyu aldıktan sonra Resmî Gazete ve uygun yerel yayınlarda en az 6 ay süreyle ilan yapılmasına karar verir. Bu ilan süresi dolmadan karar verilmesi mümkün değildir.

Süreç sonunda, kişi hakkında yaşadığına dair bir bilgiye ulaşılamamışsa ve mahkeme tüm koşulların oluştuğuna kanaat getirmişse gaiplik kararı verilir. Bu karar, kişinin ölümüne bağlı hukuki sonuçların tamamının yürürlüğe girmesini sağlar. Gaiplik davası, yalnızca bireyin değil, çevresindeki tüm kişilerin hukuki statüsünü netleştirdiği için, içeriği itibarıyla teknik ve sonuçları itibarıyla yüksek etkili bir yargı sürecidir.

Gaiplik Dava Dilekçesi

Gaiplik dava dilekçesi, gaiplik davasının açılması için mahkemeye sunulan ve davanın temel sebeplerini, talepleri ve gerekçelerini içeren yazılı bir belgedir. Dilekçede;

  • Davacının ve davalının kimlik bilgileri,
  • Varsa vekil bilgileri,
  • Davanın dayandığı olaylar,
  • Kanuni süreler,
  • Talepler yer almalıdır.

Gaiplik davası PDF dilekçe örneği indirmek için tıklayınız.

Gaiplik davası WORD dilekçe örneği indirmek için tıklayınız.

Gaiplik Kararını Hangi Mahkeme Verir?

Gaiplik kararını hangi mahkeme verir sorusunun cevabı, başvurunun doğru yere yönlendirilmesi açısından büyük önem taşır. Bu tür davalarda görevli mahkeme, istisnasız şekilde Sulh Hukuk Mahkemesi’dir. Ancak hangi Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu ise kişinin kayıtlı olduğu nüfus siciline göre belirlenir. Eğer kişi nüfusta kayıtlı değilse, annesinin ya da babasının kayıtlı olduğu yer esas alınır.

Gaiplik Kararı Süresi

Eğer kişi ölüm tehlikesi altında kaybolmuşsa, örneğin deniz kazası, savaş ya da doğal afet gibi durumlarda, gaiplik davası ancak olaydan bir yıl sonra açılabilir. Bu tür durumlarda bile mahkeme, doğrudan karar vermez; ilan ve bekleme süresi yine uygulanır. Kişiden beş yıl boyunca haber alınamamışsa, başvuru bu sürenin sonunda yapılabilir. Bu durumda da ilan süreci altı ay olmak zorundadır.

Mahkeme ilan süresi bittikten sonra da hemen karar vermez. Tanık dinleme, delil toplama, varsa bilirkişi incelemeleri gibi süreçler devam eder. Bu nedenle gaiplik davası süresi, genellikle 8 aydan başlayıp 18 aya kadar uzayabilmektedir. Kararın verilmesinden sonra, temyiz hakkı vardır. Taraflar kararı istinaf ya da temyiz ederse, sürecin kesinleşmesi birkaç ay daha uzayabilir. 

Gaiplik Kararından Sonra Ne Olur?

Gaiplik kararından sonra, kişi hukuken ölmüş kabul edilir ve ölümle bağlantılı tüm hukuki işlemler uygulanabilir hale gelir. Bu karar, sadece kişinin statüsünü değil, aynı zamanda çevresindeki kişilerin malvarlığı, aile hukuku ve sosyal güvenlik işlemlerini doğrudan etkiler. Karar kesinleştikten sonra ilgili nüfus müdürlüğüne bildirilir ve kişinin nüfus kaydına “gaip” ibaresi işlenir.

Kararla birlikte, kişinin varsa evliliği sona erer, eşi tekrar evlenme hakkı kazanır. Aynı zamanda mirasçılar miras işlemleri için veraset ilamı çıkarabilir ve taşınmaz mallar üzerinde tasarrufta bulunabilir. Kişinin bankadaki varlıkları, sosyal güvenlik hakları, hayat sigortası poliçeleri de artık mirasçılara geçebilir duruma gelir. Bu aşamada tapu müdürlüklerinde intikal işlemleri yapılabilir.

Velayet ve nafaka düzenlemeleri de gaiplik kararı ile değişir. Eğer gaibin çocukları varsa, mahkeme daha önce bu çocuklar için verilmiş kararları yeniden değerlendirir. Çocuğun üstün yararı esas alınarak velayet genellikle hayatta olan ebeveyne verilir. Gaibin yükümlü olduğu nafaka ödemeleri ise ölüm kabul edildiği için sona erer.

Gaiplik kararı, aynı zamanda ticari işletmeler açısından da etkili olur. Eğer gaip olan kişi bir işletmenin sahibi, ortağı veya yasal temsilcisi ise; şirketin durumu yeniden düzenlenir. Temsiliyet değişir, imza yetkisi sona erer. Böylece hem özel hukuk hem de ticaret hukuku açısından hukuki işlemlerin sürdürülebilirliği sağlanır.

Gaiplik Kararı Geriye Yürür Mü?

Mahkeme, kararında kişinin kaybolma tarihi ya da son haber tarihi gibi belirli bir günü esas alır. Bu tarih, kişinin ölüm tehlikesi yaşadığı an ya da en son görüldüğü gün olabilir. Bu kararın geçmişe dönük olarak sonuç doğurması, özellikle malvarlığı işlemleri açısından önemlidir. Çünkü kişinin ölüm tarihi olarak esas alınan gün, mirasın açıldığı tarih olarak kabul edilir. Bu geriye yürürlük, sadece miras değil, aynı zamanda evlilik ve velayet işlemlerinde de etkisini gösterir. Örneğin, gaip sayılan kişinin eşi, karar verilmeden önce bir evlilik yapmışsa ve önceki evlilik hukuken sona ermemişse, bu ikinci evlilik geçersiz sayılır. Dolayısıyla kararın geriye yürür olması, sonraki işlemlerin geçerliliği üzerinde doğrudan etkili olabilir.

Geriye yürüme, keyfi bir uygulama değildir. Mahkeme, tüm delilleri inceledikten sonra, en makul ve kabul edilebilir tarihi belirleyerek kararını buna göre verir. Bu durum, hukuki güvenliği sağlamak açısından zorunludur çünkü kişi hayatta olmasa bile, onun adına yapılacak işlemlerin doğruluğu ve geçerliliği korunmalıdır.

Ölüm Karinesi Nedir?

Ölüm karinesi, bir kişinin ölümüne dair somut bir delil bulunamamakla birlikte, olayların olağan akışı içinde hayatta kalma ihtimalinin yok denecek kadar az olduğu durumlarda, kişinin hukuken ölmüş kabul edilmesini sağlayan bir kavramdır.

Ölüm karinesi, genellikle doğal afetler, savaş, uçak kazaları, sel felaketleri, yangınlar gibi olağanüstü durumlar sonucunda uygulama alanı bulur. Kişinin bu tür bir olay sırasında kaybolmuş olması ve üzerinden makul bir süre geçmesine rağmen hâlâ sağ olarak bulunamamış olması, ölüm karinesinin uygulanmasını mümkün kılar. Ölüm karinesi, özellikle ani toplu kayıplarda pratik çözüm sağlar.

Gaiplik ile Ölüm Karinesi Arasındaki Farklar

Gaiplik ve ölüm karinesi, her ne kadar hukuki sonuçlar açısından benzerlik taşıyor gibi görünse de, iki farklı hukuki müessese olarak değerlendirilir. Gaiplikte mahkeme kararı gerekliliği bulunmasıdır. Ölüm karinesinde ise, olayın oluş şekli ve çevresel deliller sonucunda kişinin ölmüş olabileceği varsayılır ve ölüm gibi işlem yapılır. Yani gaiplik uzun süreli yoklukta ortaya çıkan bir süreçken, ölüm karinesi ani olaylara bağlıdır.

Ölüm karinesi, özellikle doğal afet, savaş, uçak veya deniz kazası gibi kitlesel olaylarda sıkça uygulanır. Bu gibi olaylarda kişinin hayatta kalmış olma ihtimali çok düşüktür ve mahkeme kararına gerek kalmadan nüfus memurluğu tarafından ölüm kaydı yapılabilir. Ancak gaiplikte, kişi ani bir olaydan ziyade sessizce kaybolmuştur ve uzun yıllar boyunca hiçbir bilgi alınamamıştır. Bu nedenle yargı kararı olmaksızın işlem yapılması mümkün değildir.

Gaiplik kararı, belirli yasal sürelerin geçmesini, ilanların yapılmasını ve başkalarının bilgi vermesi için fırsat tanınmasını gerektirir. Süreç çok daha resmî, uzun ve delil odaklıdır. Mahkeme bu süreçte kamu duyurularına da başvurarak toplumun her kesiminden bilgi toplamaya çalışır. Bu yönüyle gaiplik, belirsizliğe karşı geliştirilmiş sistematik bir süreçtir.

Ayrıca hukuki sonuç açısından da önemli bir fark vardır. Ölüm karinesi sonucunda doğrudan ölüm işlemleri başlatılır ve miras kesin olarak paylaştırılır. Gaiplikte ise mahkeme isterse ihtiyaten miras paylaşımını erteleyebilir veya mirasçılardan teminat alabilir. Çünkü gaibin hayatta olma ihtimali tamamen sıfırlanmaz, sadece son derece zayıflamış kabul edilir. Dolayısıyla gaiplik daha ihtiyatlı, daha kontrollü bir süreçtir.

Tapuda Gaiplik Ne Demek?

Tapuda gaiplik, bir kişinin gaiplik kararı alınmasının ardından, adına kayıtlı taşınmaz mallar üzerindeki mülkiyet haklarının hukuki olarak mirasçılara veya ilgili kişilere devredilebilmesini ifade eder. Gaiplik kararı, kişinin ölümüne dair resmi bir belge yerine geçtiği için, tapu işlemleri de bu karara dayanılarak yürütülür. Bu durum, özellikle kaybolan kişinin malvarlığının el değiştirebilmesi açısından büyük önem taşır.

Kişinin tapuda kayıtlı taşınmaz malları varsa, gaiplik kararı kesinleştikten sonra mirasçılar tapu müdürlüğüne başvurarak intikal işlemi başlatabilir. Tapu sicil müdürlüğü, söz konusu malvarlığına ilişkin hak sahiplerini belirlemek için nüfus kayıtları ve mirasçılık belgelerini talep eder. Gaip sayılan kişinin adına kayıtlı mallar, sanki kişi gerçekten ölmüş gibi mirasçılar arasında paylaştırılabilir hale gelir.

Bu süreçte dikkat edilmesi gereken nokta, tapu işlemlerinin yapılabilmesi için mahkeme kararının kesinleşmiş olması gerektiğidir. Kesinleşmeyen bir karar, tapu sicilinde herhangi bir değişikliğe yol açmaz. Aynı zamanda veraset ilamı (mirasçılık belgesi) da gereklidir. Tüm belgeler tamamlandığında, tapu müdürlüğü mülkiyet değişikliğini resmi olarak işler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir