İstinaf Nedir?
İstinaf, ilk derece mahkemeleri tarafından verilen kararların hem hukuki hem de maddi yönlerden bir üst mahkeme tarafından incelenmesini sağlayan bir kanun yoludur. İlk derece kararları, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından ikinci kez yargılamaya konu edilir. Bu süreç, yalnızca dosya üzerinden değil, gerektiğinde yeni delillerle birlikte yürütülebilir.
İstinaf, sadece usule ilişkin hataları değil, aynı zamanda kararın esasıyla ilgili yanlış uygulamaları da düzeltme işlevi görür. Bu sebeple, temyizden farklı olarak, delillerin yeniden değerlendirilmesine ve duruşma yapılmasına imkan verir. Yargılamanın bir bütün olarak gözden geçirilmesi, sürecin sadece bir denetim değil, yeni bir yargılama niteliğinde olduğunu gösterir.
Türkiye’de istinaf mekanizması, 2016 yılında hukuk sistemine entegre edilmiştir. Amaç, yerel mahkemelerin hata payını düşürmek ve adil kararların oluşmasını sağlamak üzere ikinci bir inceleme aşaması oluşturmaktır. Bu sistem sayesinde, yanlış kararlar temyize taşınmadan önce düzeltilme şansı bulur.
İstinaf Ne Demek?
İstinaf, bir mahkeme kararının hukuka ve olaya uygunluğunun yeniden değerlendirilmesi anlamına gelir. Bu yeniden değerlendirme yalnızca şekli değil, içerik yönünden de yapılır.
Bu süreçte, ilk derece mahkemesinin yaptığı hukuki nitelendirme, delil değerlendirmesi ve kararın dayandığı gerekçeler baştan incelenir. Eğer hatalı bir uygulama tespit edilirse, istinaf mahkemesi kararı kaldırabilir, değiştirebilir veya yeni bir karar verebilir. Kararın doğru olup olmadığı, dosyanın tamamı üzerinden tekrar sorgulanır.
İstinafın anlamı yalnızca teknik bir itiraz süreci değildir. Aynı zamanda hukuki güvenlik, adil yargılanma hakkı ve yargı mercilerinin denetlenebilirliği açısından sistematik bir işlev taşır. Davanın tekrar ele alınması, hatalı kararların toplumda oluşturabileceği zararı da en aza indirir.
İstinaf Mahkemesi Nedir?
İstinaf mahkemesi, teknik adıyla Bölge Adliye Mahkemesi, ilk derece mahkemeleri tarafından verilen kararların incelendiği ikinci derece yargı merciidir. Bu mahkeme, kararları yalnızca usul yönünden değil, esasa ilişkin olarak da inceler.
İstinaf mahkemeleri, dosya üzerinden karar verebileceği gibi, gerektiğinde tanıkları yeniden dinleyebilir, duruşma açabilir veya yeni delil toplayabilir. Bu yönüyle, sadece denetim yapan bir yapı değil, aktif olarak karar verebilen bir yargı makamıdır.
Türkiye’de 15 ayrı bölgede kurulmuş istinaf mahkemeleri vardır. Her mahkeme, belirli illerdeki adliyelere hizmet verir. Bu bölgesel yapı, hem dosya yoğunluğunun dengelenmesi hem de yargının etkinliği açısından işlevseldir.
İstinaf Mahkemesi Nerededir?
İstinaf mahkemesi, coğrafi yetki alanına göre belirlenmiş 15 merkezde faaliyet gösterir. Bu mahkemelere Bölge Adliye Mahkemesi adı verilir ve her biri çevresindeki belirli illere hizmet eder.
Örneğin, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, yalnızca İstanbul’a değil, çevre illere de bakar. Aynı şekilde, Ankara, İzmir, Bursa, Gaziantep gibi büyük şehirlerde de istinaf mahkemeleri bulunur.
Hangi istinaf mahkemesinin yetkili olduğunu anlamak için, davanın görüldüğü ilk derece mahkemesinin coğrafi konumu esas alınır. Bu, yetkili mahkemenin belirlenmesinde sabit bir kuraldır ve taraflar bu yapıyı değiştiremez.
Hangi Kararlar İstinaf Edilebilir?
İstinaf edilebilecek kararlar, belirli kriterlere bağlı olarak sınıflandırılmıştır. Hukuk davalarında, 5.000 TL’yi aşan ve kesin olmayan kararlar istinafa tabidir. Ceza davalarında ise, mahkûmiyet kararı 2 yılın üzerindeyse, bu karar istinafa konu olabilir.
Ayrıca, dava konusu ne olursa olsun, kararın gerekçesiz olması veya açıkça hukuka aykırı olması durumunda da istinafa başvurulabilir. Örneğin, deliller toplanmadan karar verilmişse, bu mutlak bir istinaf nedenidir.
İstinafın konusu olabilecek kararlar yalnızca nihai kararlarla sınırlı değildir. Ara kararlar, ihtiyati tedbir kararları veya geçici yargılamaya dair kararlar da belirli koşullar altında istinaf edilebilir. Ancak bu kararların istinafa açık olup olmadığı, yasadaki açık düzenlemeye bağlıdır.
Hangi Kararlar İstinaf Edilemez?
İstinaf edilemeyen kararlar, genellikle kanunla kesin olduğu belirtilen kararlardır. Özellikle, dava değeri belli bir sınırın altındaysa veya karar türü gereği itiraz edilemez nitelikteyse istinaf yolu kapalıdır.
İcra mahkemesi kararlarının bir kısmı, iş mahkemelerindeki belirli ara kararlar ve aile mahkemelerinde verilen geçici velayet kararları, çoğu zaman istinafa konu edilemez.
Ayrıca, ceza yargılamasında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararları da, istinaf incelemesine tabi değildir. Çünkü bu kararlar, ceza hükmü sayılmaz ve esasen bir denetimden geçmeden kesinleşir.
Davanın İstinafta Olması Ne Demek?
Davanın istinafta olması, ilk derece mahkemesince verilen kararın taraflardan biri tarafından Bölge Adliye Mahkemesi’ne taşındığı ve bu mahkemenin dosyayı incelemeye başladığı anlamına gelir. Bu durumda, artık dosya yerel mahkemede değil, istinaf mahkemesinin denetimindedir ve o mahkeme yeni bir karar verene kadar ilk karar kesinleşmemiş sayılır.
İstinafa konu olan davalar, hukuken henüz sonuçlanmamıştır ve süreci devam eden bir yargılama statüsündedir. İstinaf aşamasında, kararın kaldırılması, değiştirilmesi veya onanması ihtimalleri vardır. Bu nedenle, istinafta olan bir dava kesin hüküm doğurmaz ve icraya konulamaz.
Yargılama bu aşamada bir nevi bekleme sürecine girer, ancak bu pasif bir bekleyiş değildir; çünkü Bölge Adliye Mahkemesi, gerektiğinde dosya üzerinden veya duruşmalı şekilde yargılamayı sürdürür. Uyuşmazlığın bu aşamaya taşınması, tarafların ilk derece kararına güven duymadığını ve hukuki denetim talep ettiğini gösterir.
İstinaf Dilekçesi Şartları
İstinaf başvuru dilekçesi, ilk derece mahkemeleri tarafından verilen kararın ardından yasal süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri’ne gönderilmek için ilk derece mahkemesine sunulan istinaf dilekçesi olarak tanımlanır. Aynı zamanda 2024 yılı için Bölge Adliye Mahkemelerinin Hukuk Dairelerine yapılacak başvurularda 782,10 TL harç bedeli ödeme yapılması öngörülüyor.
Hukuk davası kararına karşı olarak bölge adliye mahkemesine başvuru yapılırken dava dilekçesinin hazırlanması son derece önemlidir. Profesyonel bir avukat tarafından başvuru dilekçesinin hazırlanmasını önermekteyiz. Dava dilekçesi ilgili bölge adliye mahkemesine gönderilmek üzere kararı veren yerel mahkemeye hitaben yazıldığı için sorunsuz olmalıdır. Aşağıda belirttiğimiz üzere tüm ayrıntılara yer verilmelidir.
- Yerel mahkemenin karar tarihi, esas no ile dosya no
- İstinaf başvurusunda bulunan taraf
- Talep ve istem bilgisi
- Davalı ile davacı bilgileri var ise avukata ait bilgiler
- Dava talebi konusu
- Karara karşı verilen hukuki dayanak ile cevaplar
- Kararın özeti
İstinaf İncelemesi Nasıl Olur?
İstinaf incelemesi, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan ikinci derece yargılamadır ve bu inceleme hem hukuki hem de olgu yönünden yapılır. Mahkeme, sadece ilk derece kararını hukuka uygunluk yönünden denetlemez; ayrıca delilleri tekrar değerlendirerek yeni bir karar da verebilir.
İnceleme genellikle dosya üzerinden yapılır, ancak bazı durumlarda mahkeme duruşma açabilir. Bu durum, tarafların açık talebi veya dosyada belirsizlik olması halinde gündeme gelir. Duruşma açılması, tanıkların yeniden dinlenmesi ya da yeni delillerin toplanması gibi işlemleri de mümkün kılar.
Mahkeme, incelemesi sonucunda üç farklı sonuca varabilir: ilk derece mahkemesi kararını onayabilir, kaldırabilir ya da değiştirerek yeniden hüküm kurabilir. Bu karar, istinaf yargılamasının sonuçlandığı anlamına gelir ve çoğu zaman temyize açık olup olmadığı da kararda belirtilir.
İstinaf incelemesi sırasında, ilk derece mahkemesinin yaptığı hukuki nitelendirme, karar gerekçesi ve usul işlemleri de detaylı biçimde kontrol edilir. Bu nedenle, istinaf bir denetim değil, yeniden yargılama sürecidir ve kararın esası tamamen değişebilir.
İlginizi çekebilir: Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu
İstinaf Mahkemesi Kararları
İstinaf mahkemesi, dosyayı inceledikten sonra birkaç farklı türde karar verebilir. En yaygın karar türü, ilk derece mahkemesi kararının hukuka uygun bulunması ve onanmasıdır. Bu durumda, karar aynen geçerliliğini korur ve temyize gidilebilme durumu varsa kararda belirtilir.
İkinci ihtimal, mahkemenin kararı hatalı bulması ve bozarak kaldırmasıdır. Bu durumda, ya yeniden yargılama yapılmasına karar verilir ya da istinaf mahkemesi doğrudan yeni bir hüküm kurar. Özellikle açık hukuka aykırılık varsa, mahkeme bu yetkisini doğrudan kullanır.
Bazı durumlarda istinaf mahkemesi, ilk derece mahkemesinin kararındaki bir kısmı onaylayıp bir kısmını bozabilir. Bu tür kararlar, özellikle karmaşık davalarda görülür ve kararın hangi kısmının hatalı olduğu gerekçeli şekilde belirtilir.
Mahkeme, kararında açıkça hangi delillerin dikkate alındığını ve hangi hukuki gerekçelerle karar verdiğini belirtmek zorundadır. İstinaf kararları, gerekçeli yazıldıkları ve ikinci derece yargı organı tarafından kurulduğu için genellikle yüksek derecede bağlayıcılık taşır.
İstinaf Kanun Yolunda Yapılamayacak İşlemler
İstinaf incelemesi, Türkiye’de uygulanan dar istinaf sistemi nedeniyle belirli sınırlar içerisinde yürütülür ve taraflar bu aşamada bazı işlemleri kesin olarak yapamaz. İstinaf aşamasında; yeni vakıalar ileri sürülemez, yeni deliller sunulamaz, ıslah yapılamaz, karşı dava açılamaz, davalar birleştirilemez, davaya müdahale talebinde bulunulamaz, iddia ve savunmalar değiştirilemez veya genişletilemez, talep artırılamaz. Bu işlemler yalnızca ilk derece mahkemesi aşamasında yapılabilir ve istinaf mahkemesi, yeni bir yargılama değil mevcut yargılamanın denetimi için yetkilidir.
Bu yasakların temelinde, yargılamanın bütünlüğü, usul ekonomisi ve ilk derece mahkemesine ait fonksiyonların istinaf mahkemesine taşınmaması ilkesi yatar. Sadece istisnai hallerde—örneğin kamu düzenine ilişkin durumlar, kendiliğinden araştırma ilkesinin geçerli olduğu davalar veya zorunlu sebeplerle ilk derece yargılamasında sunulamayan deliller gibi sınırlı örneklerde—bu yasakların aşılması mümkündür. Bunun dışında, karşı tarafın muvafakatiyle dahi yeni vakıa ileri sürülemez, çünkü istinaf mahkemesi yeni bir vakıa değerlendirmesi yapma yetkisine sahip değildir.
Yargılamanın bu aşamasında iddia ve savunmalar, sadece daha önce ileri sürülen çerçevede ele alınabilir; örneğin davacı, talebini artırarak kararın değiştirilmesini isteyemez, ancak talebini daraltabilir. Aynı şekilde, ilk derece mahkemesinde sunulmayan bir delile dayanmak da mümkün değildir, ancak usulüne uygun sunulup dikkate alınmayan bir delil istinafta yeniden değerlendirmeye açılabilir. Islah kurumu, yalnızca ilk derece aşamasına özgüdür ve istinafta kullanılamaz.
Bu yapısal kısıtlamalar, istinaf sisteminin temel mantığı olan “mevcut dosya üzerinden hukuki denetim ve yeniden inceleme” ilkesini korumaya yöneliktir. Tarafların bu aşamayı bir yeniden dava başlatma fırsatı olarak görmesi, sistemin amacını boşa çıkarır ve usul ihlali teşkil eder.
İstinaf Kaç Ay Sürer? İstinaf Mahkemesi Ne Kadar Sürer?
İstinaf süreci, dosyanın türüne, istinafa başvuran taraf sayısına ve Bölge Adliye Mahkemesi’nin iş yüküne göre değişiklik gösterir. Ortalama bir hukuk davasında istinaf incelemesi 6 ile 18 ay arasında tamamlanmaktadır. Ancak bu süre, özellikle tanıkların yeniden dinlenmesi veya duruşma yapılması gereken dosyalarda uzayabilir.
Ceza davalarında süreler genellikle daha kısa olur çünkü CMK uyarınca istinaf sürecinin daha hızlı tamamlanması gerekir. Buna rağmen, delil durumu karmaşıksa ya da birden fazla sanık varsa karar süresi 12 ayı geçebilir.
İstinaf mahkemesi dosya üzerinde karar verecekse süreç daha hızlı ilerler. Fakat dosyada eksik hususlar varsa ve ek araştırma yapılması gerekiyorsa, mahkeme dosyayı yeniden ilk dereceye göndererek süreyi uzatabilir.
Ayrıca istinaf kararlarının gerekçelerinin yazılması, dosyanın kalem işlemleri ve mahkemeler arası evrak akışı da süreyi etkileyen unsurlar arasındadır. Bu nedenle tekil bir süre vermek yerine dosya bazlı değerlendirme yapılmalıdır.
İstinaf Süresi
İstinaf süresi, kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten itibaren 2 hafta (15 gün) olarak belirlenmiştir. Bu süre, hem hukuk hem ceza davaları için geçerlidir ancak bazı davalarda özel düzenlemeler olabilir. Sürenin doğru hesaplanması, istinaf hakkının kaybedilmemesi için kritik önemdedir.
Süre, kararın yazılı olarak tarafa veya vekiline usulüne uygun şekilde tebliğ edilmesiyle başlar. Tebligat eksik veya usulsüz yapılırsa süre başlamaz. Bu durum, istinaf başvurusunun reddi riskini ortadan kaldırmak için sıklıkla kontrol edilmelidir.
Süre kaçırılırsa, istinaf hakkı düşer ve karar kesinleşir. Bu nedenle, kararın öğrenildiği tarihten itibaren vakit kaybetmeden hukuki danışmanlık alınarak dilekçe hazırlanması gerekir. Ayrıca, süre içinde sunulan istinaf dilekçesinin eksiksiz olması da geçerlilik şartıdır.
Uygulamada en sık yapılan hata, sürenin kararın verildiği tarihten itibaren başlatılmasıdır. Oysa yasal süre, tebligat tarihine göre belirlenir. Bu ayrımın bilinmemesi, çok sayıda başvurunun şekli nedenle reddedilmesine yol açmaktadır.
İstinaf Mahkemesi Kararından Sonra Ne Olur?
İstinaf mahkemesi karar verdikten sonra, bu karar taraflara tebliğ edilir ve kararın niteliğine göre ya kesinleşir ya da temyiz yoluna başvurulabilir. Eğer karar, kanunen temyize açık değilse, istinaf kararı ile dosya kapanır ve icra edilebilir hale gelir.
Ancak karar temyize açık bir nitelik taşıyorsa, taraflar 2 hafta içinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunabilir. Bu aşamada artık dosya üçüncü derece yargı denetimine taşınmış olur ve yalnızca hukuki denetim yapılır.
İstinaf kararıyla birlikte dosyanın esası hakkında yeni bir hüküm kurulmuşsa, bu hüküm artık ilk derece kararı yerine geçer. Bu karar, icra ve tescil işlemleri açısından geçerli yeni dayanak halini alır.
Taraflar, istinaf kararından sonra, özellikle icra ve tazminat gibi maddi sonuçları olan işlemleri başlatabilir. Ancak sürecin kesinleşip kesinleşmediği ve temyiz hakkı olup olmadığı mutlaka kontrol edilmelidir.
Temyiz ve İstinaf Arasındaki Fark
Temyiz ve istinaf, her ne kadar her ikisi de kanun yolu olsa da işlev ve kapsam açısından farklılık gösterir. İstinaf, kararın hem olay hem hukuk yönünden yeniden değerlendirilmesini sağlarken, temyiz yalnızca hukuki denetim yapar.
Temyiz incelemesinde, Yargıtay dosya üzerindeki hataları kontrol eder, ancak delil değerlendirmesi yapmaz. Buna karşılık, istinaf mahkemesi delilleri tartışabilir, tanıkları dinleyebilir ve gerektiğinde duruşma açabilir.
İstinaf kararı, bir nevi ikinci yargılama kararı niteliğindeyken, temyiz kararı yalnızca denetim sonucudur. Bu nedenle, istinaf esasa dair bir yargı fonksiyonu taşırken, temyiz yalnızca hukuki hata düzeltmeye yöneliktir.
Uygulamada en çok karıştırılan konu, her kararın temyize açık olduğu yanılgısıdır. Oysa birçok karar yalnızca istinafa açıktır ve temyiz yoluna götürülemez. Bu farkın bilinmemesi, hukuki sürelerin kaçırılmasına neden olabilir.
İstinaf Dilekçesi Örneği 2025
2025 yılı için istinaf dilekçesi, HMK madde 342’ye uygun olarak hazırlanmalı ve ilgili kararın tüm unsurlarına cevap vermelidir. Aşağıda istinaf dilekçesi örneği mevcuttur:
İstinaf Başvuru Dilekçesi Örneği
İSTANBUL BÖLGE ADLİYESİ MAHKEMESİ İLGİLİ HUKUK DAİRESİNE
GÖNDERİLMEK ÜZERE
İSTANBUL 10. İŞ MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİ’NE
DOSYA NO : 2016/… Esas
İSTİNAF EDEN
DAVACI : Y.K.
VEKİLİ :Av. Z.M.
DAVALI : 1) P.T.E. A.Ş.
H… Cad. K… Mah. No:2/1 Şişli/İstanbul
Vekili : Av. M.Y.
2) O.O. Turizm San. Ve Tic. A.Ş.
L… Cad. E… Sok. S… Apt. No:6 Çankaya/Ankara
Kararın Tebliğ Tarihi : 11/05/2019
Uyuşmazlık tutarı : … TL
KONU : Sayın mahkemece 2016/… Esas sayılı dosyada verilen …/…/2019 tarihli 2019/… sayılı karara karşı istinaf başvuru dilekçemizdir.
AÇIKLAMALAR :
Sayın mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen karar karşı daha önce süre tutum dilekçemiz sunulmuş ve aynı tarih olan …/…/2019 TARİHİNDE İSTİNAF HARÇLARI YATIRILMIŞTIR. … / … / 2019 tarihinde yazılan gerekçeli karara karşı istinaf gerekçelerimiz aşağıda belirtilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİMİZ :
ESASA İLİŞKİN İTİRAZIMIZ
I-MÜVEKKİLİN ÇALIŞTIĞI İŞ FAZLA MESAİ YAPILMASINA YATKIN BİR İŞ OLDUĞUNDA FAZLA MESAİ ÜCRETİNE VE BAYRAM – GENEL TATİL ÜCRETİ ALACAĞINA TAKDİRİ İNDİRİM ORANI OLARAK 1/3 UYGULANMASI YÜKSEKTİR.
Müvekkil Y.K., davalı iş yerinde … işinde … ekibinin arabasında şoför olarak çalışmaktadır. Tanık ifadelerinde de açıkça anlaşılacağı üzere, haftanın her günü mesai saatleri içinde ve dışında, … durumunun ortaya çıkması halinde müvekkil beklemeksizin ekibi taşımaktadır. Bu iş günün her saatinde ortaya çıkabilmektedir. Dosyada tanık olarak dinlenen V.S.’nin ifadesinde belirttiği gibi: işçilerin çalışma saatleri 08.00-16:00 olarak söylenmesine karşın işçiler hiç bir zaman bu saatlerde işten çıkamamışlardır. Davacı ise ekibi taşıyan arabada çalıştığı için çok daha yoğun çalışmaktadır. Acil bir durum olması durumunda olaya derhal müdahale etmesi gerekmektedir.
Tanık 2 ekip arabası şoförü bulunduğunu ve bu şoförlerin ayrı ayrı sürekli iş çıktığında çalıştıklarını, hafta içi normalde 08:00 – 21:00 saatleri arasında çalıştıklarını sadece haftada 1 gün dinlenmek adına şoförlerden birisinin 24 saat çalıştığını, diğerinin bu sürede 1 gün dinlendiğini, ertesi gün ise diğer şoförün 24 saat çalıştığını beyan etmiştir. Burada vurgulamak istediğimiz husus şudur ki müvekkilin yaptığı iş mahiyeti niteliği acil durumlara müdahaleye ilişkindir.
İstanbul gibi bir şehirde üstelik nüfusun yoğun olduğu bir bölgede çalışan müvekkil gece veya gündüz daima çok önemli bir işe koşturmaktadır. Müvekkilin şoför olduğu ve iki ekip arabası olduğu gözetildiğinde, ekipteki işçilerden herhangi birinin iş alanına gidememesi durumunda yeri doldurulabilecekken, teknik ekibi taşıyan şoförün böyle bir lüksü de yoktur. TÜM BU HUSUSLAR DİKKATE ALINDIĞINDA, sayın mahkemece müvekkilin fazla mesai alacağı ve Bayram-Genel Tatil ücretine yapılan 1/3 oranındaki takdiri indirim, hakkaniyetli bir indirim olmayıp , yüksek bir indirim olmuştur. %33’lük indirimin daha düşük bir oranda uygulanması daha adil ve müvekkil açısından daha tatminkar olacaktır.
Yargıtay 9 HD. 21.03.2012 gün, 2009/48913, E, 2012/9400 K. Sayılı kararında ” …Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline ve işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma miktarına göre taktir edilmelidir. Hakkın özünü ortada kaldıracak oranda bir indirime gidilmemelidir…” şeklinde hüküm kurmuştur. %33 e tekabül eden 1/3 indirim çok yüksek bir orandır. 2016 yılındaki ekonomik durum ile günümüzdeki ekonomik durumun detaylıca anlatılmasına gerek yoktur. Bariz bir şekilde paranın alım gücü düşmüştür.
Hükmedilen miktar bir tazminata ilişkin değildir. Fazla mesailer konusundaki alacağa ilişkindir. İşçi alacağını talep etmektedir ve işveren bu süre zarfında bu alacağı ödememiş olup işçiyi zaten büyük oranda zarara uğratmıştır. BUNUN ÜZERİNE YAPILACAK 1/3 ORANINDA İNDİRİM, HAKKIN ÖZÜNE BÜYÜK ORANDA ZARAR VERMEKTEDİR. Bu nedenle istinaf makamından talebimiz, Söz konusu indirimin yüksek olduğu gözetilerek bu hususta kararın lehimize bozulması veya düzeltilmesine karar verilmesidir.
Belirtmek gerekir ki İş Kanunu hükümleri işçi lehine yorumlanmalıdır. İşçi, işverene karşı dezavantajlı bir pozisyondadır. Bu durumda somut olayın özellikleri göz önünde bulundurulmadan 1/3 oranında indirim uygulanması kanunun ruhuna aykırılık teşkil edecektir. Uygulamada sürekli olarak aynı oranda indirimin uygulanması mağduriyet yaratmakta ve hakkaniyete aykırı sonuçlar ortaya çıkarmaktadır. Bu nedenle müvekkilin çalışma şartları ve somut olayın özellikleri göz önünde bulundurularak daha makul bir indirim oranı belirlenmelidir.
NETİCE-İ TALEP: Yukarıda açıklanan nedenler ve sayın istinaf makamınca resen göz önüne alınan nedenler ile fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla;
İstanbul 10. İş Mahkemesi’nin istinaf konusu 2016/… E. 2019/… K. sayılı kararının yukarıdaki istinaf nedenlerimiz doğrultusunda kaldırılmasına veya düzeltilerek onanmasına karar verilmesini,
Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini saygılarımızla vekaleten arz ve talep ederiz.
Hukuk Mahkemelerince Verilen Kararlara Karşı İstinaf Dilekçe Örneği
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRESİ’NE
Gönderilmek Üzere
ANKARA…. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE
DURUŞMA TALEPLİDİR
DOSYA NO :
İSTİNAF BAŞVURUSUNDA BULUNAN
DAVACI :
VEKİLİ : Av. Cuma Ali Koç
ADRES : İstanbul
DAVALI :
VEKİLİ :
ADRES :
KARAR TEBLİĞ TARİHİ
İSTİNAF TALEBİNİN KONUSU : ……..Hukuk Mahkemesi’nin …/…/… tarih ve …/… E. …../… K. sayılı kararının istinaf incelemesi talebinden ibarettir.
GEREKÇE VE AÇIKLAMALAR: (Bu kısımda usul ve esas ilişkin itiraz sebepleri maddeler hâlinde delillerle ilişkilendirilerek sıralanacaktır.)
2-
3-
NETİCE VE TALEP :
Yukarıda ayrıntıları ile açıklandığı üzere, ……..Hukuk Mahkemesi’nin …/…/… tarih ve …/… E. …../… K. sayılı kararı usul ve yasaya aykırıdır. Bu sebeple,
1- ……. Hukuk Mahkemenin …/…/… tarih ve …/… E. …../… K. sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde KALDIRILARAK yeniden yapılacak duruşmalı yargılama neticesinde talebimiz doğrultusunda DAVAMIZIN KABULÜNE karar verilmesini;
Ayrıca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini,
Bilvekale arz ve talep ederiz. …./…../…..
Davacı Vekil
Av. Cuma Ali Koç
İstinaftan Feragat Dilekçesi
İstinaftan feragat, tarafın kendi isteğiyle istinaf hakkından vazgeçmesi anlamına gelir ve bu işlem yapıldığında karar kesinleşmiş sayılır. Feragat dilekçesi yazılı olarak verilmeli ve açık, net bir şekilde istinaf talebinden vazgeçildiği belirtilmelidir.
Feragat dilekçesi, ancak kararın tebliğinden sonra ve istinaf süresi içinde verilirse geçerlidir. Aksi durumda, istinaf hakkı ya kullanılmış olur ya da süre geçmişse feragat anlamsız hale gelir.
Bu dilekçe, karşı tarafa da tebliğ edilir ve mahkeme dosyayı kesinleştirme işlemine alır. Bu aşamadan sonra dosya kapanır ve karar icra edilebilir hale gelir.
Ancak istinaftan feragat, temyiz hakkından da feragat anlamına gelmez. Eğer karar istinaf edildikten sonra temyize açık hale gelirse, ayrıca temyiz süreci başlatılabilir. Bu ayrım, uygulamada sıkça karıştırılan bir konudur.
İstinaftan Feragat Dilekçesi Örneği
T.C. ………………… 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE
DOSYA NO: 20…../…… E.
Tarafımıza tebliğ edilen karar, müvekkilimiz tarafından değerlendirilmiş olup, bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmayacağı hususu tarafımızca kesin olarak bildirilmiştir. Bu nedenle, işbu dilekçemizle birlikte istinaf hakkımızdan açıkça feragat ettiğimizi beyan eder, yargılamaya konu kararın bu feragat nedeniyle kesinleşme işlemlerinin yapılmasını saygılarımızla arz ve talep ederiz.
Davacı Vekili
Av. Cuma Ali KOÇ
Sıkça Sorulan Sorular
İstinaf mahkemesi ne kadar sürer?
İstinaf mahkemesi, hukuk davalarında ortalama 8 ay ile 16 ay arasında sonuçlanır. Duruşmasız dosyalarda bu süre genellikle 6 ila 10 ay civarındadır. Eğer duruşma yapılacaksa veya ek delil incelemesi gerekiyorsa karar süresi 18 aya kadar uzayabilir. İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerde dosya yoğunluğu nedeniyle süreç daha da uzayabilir.
Tazminat davası istinaf mahkemesi ne kadar sürer?
Tazminat davalarında istinaf süresi, dosyanın kapsamına göre değişmekle birlikte, uygulamada 9 ila 14 ay arasında karar verilmektedir. Maddi ve manevi tazminat talepli davalarda bilirkişi raporlarına yeniden itiraz edilmesi veya hesaplama hataları varsa bu süre 16 aya kadar çıkabilir. Duruşmasız inceleme yapılması halinde karar genellikle bir yıl içinde çıkar.
Boşanmada istinaf ne kadar sürer?
Boşanma davalarında istinaf süreci, çoğu zaman duruşmasız yapıldığı için daha hızlıdır ve ortalama 4 ila 9 ay içinde sonuçlanır. Anlaşmalı boşanmalarda bu süre daha da kısalırken, çekişmeli boşanmalarda nafaka, tazminat veya velayet ihtilafı varsa karar 12 aya kadar uzayabilir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Aile Dairelerinde bu süre ortalamaların üzerindedir.
Bölge idare mahkemesi istinaf karar süresi ne kadardır?
Bölge idare mahkemesi istinaf karar süresi, vergi ve idare hukuku dosyalarında genellikle 5 ila 11 ay arasındadır. Vergi mahkemesi kararlarına yapılan itirazlar hızlı sonuçlanırken, kamu personeli disiplin dosyalarında tanık dinlenmesi gerekiyorsa süreç 1 yıla kadar sürebilir. İstanbul, Ankara ve İzmir bölge idare mahkemelerinde bu ortalamalar 1-2 ay uzayabilir.
İstinaftan sonra temyiz ne kadar sürer?
İstinaftan sonra temyiz süresi, Yargıtay’ın iş yüküne ve dosyanın ait olduğu daireye göre değişmekle birlikte 12 ila 24 ay arasındadır. Özellikle iş mahkemesi, ticaret mahkemesi veya ağır ceza dosyalarında bu süre 2 yıla yaklaşabilir. Temyiz süresi, Yargıtay içtihat farkları nedeniyle bazı dairelerde daha uzun olabilir.
İstinaftan Yargıtay’a giden dosya ne zaman sonuçlanır?
İstinaf sonrası Yargıtay’a taşınan dosyalar, genellikle 1.5 yıl içinde sonuçlanır. Eğer dosyada usule aykırılık yoksa ve temyiz talepleri yalnızca hukuki denetime dayanıyorsa süreç daha hızlı işler. Ancak Yargıtay’ın içtihat farklılıklarını gidermek için dosyayı ilgili daireden başka daireye göndermesi halinde karar süresi uzayabilir.
İstinaf davası ne kadar sürer?
İstinafa taşınan bir dava, türüne bağlı olarak 6 ila 18 ay arasında sonuçlanır. En kısa sürede sonuçlanan istinaf dosyaları genellikle duruşmasız tüketici ve icra davalarıdır. En uzun sürenler ise iş kazası, manevi tazminat ve karmaşık delil yapısına sahip ticaret davalarıdır.
İstinafa giden dosya ne zaman sonuçlanır?
İstinafa giden dosyanın sonuçlanma süresi, dosyanın kayıt alındığı tarihten itibaren ortalama 10-14 ay arasında değişir. E-Devlet’te “Dosya durumu: İstinafta” ibaresi varsa, bu dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne ulaştığını ve incelemeye alındığını gösterir. Dosya esas sırasına alındığında 2-3 ay içinde karar çıkması beklenir.
Dosya durumu istinafta ne demek?
Dosya durumu “İstinafta” ifadesi, ilk derece mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun kabul edilip dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne intikal ettiğini ve şu anda üst mahkeme incelemesinde olduğunu gösterir. Bu aşamada ilk derece kararı kesinleşmemiştir ve icra takibi yapılamaz.
Kesin istinaf kararına karşı kanun yolu var mı?
Eğer istinaf mahkemesinin verdiği karar temyize açık bir karar değilse, bu karar kesin nitelik taşır ve artık olağan kanun yolları tüketilmiş olur. Ancak çok sınırlı hallerde, kararın kamu düzenine aykırılığı, yetki ihlali, açık yargılama hatası varsa, olağanüstü kanun yolları (yargılamanın iadesi gibi) gündeme gelebilir. Bunun dışında istinaf kararı kesinleşir ve icra edilebilir.
Adli tatilde istinaf süresi işler mi?
Evet, adli tatilde istinaf süresi işlemeye devam eder. HMK ve CMK’ya göre, süreler tatil döneminde durmaz; çünkü istinaf başvuru süresi kanuni süredir ve işlemesi durdurulamaz. Sadece duruşma yapılması gereken durumlar adli tatil sonrasına ertelenebilir, ama dilekçe verme ve süreye dair işlemler devam eder.
2021 de boşanma davası açıldı karşı taraf boşanmayı reddetti.istinaf mahkemesine başvuruldu.konya istinaf mahkemesi süreci kaç senede belli olacak gerçekten çok yıprandım artık iki çocuğumla zar zor geçim yapıyorum karşı tarafın verdiği nafaka 4 bin hepsi.sinirsel olarak yıprandım karşı taraf sürekli küçük kızımı yolladığım halde msj olarak çocukları görme hakkına sahibim diyor gönderdiğim halde.ne yapmak istediğini anliyamiyorum artık.