FETÖ Davalarına Bakan Avukatlar, Ankesör, İftira Mağdurları, Beraat ve Yargıtay Kararları – Güncel 2024
FETÖ Davalarında Başarılı Avukatlar - FETÖ Davası Avukat Ücretleri - FETÖ davalarında başarılı avukatlar İstanbul, FETÖ davalarında başarılı avukatlar Ankara, FETÖ soruşturması kriterleri, FETÖ Avukatı Tavsiye, FETÖ Davalarında Etkin Pişmanlıktan Faydalanılabilir Mi?
15 Temmuz 2016 yılından bu yana yüz binlerce insan üzerlerine atılan (FETÖ) terörist suçlamasından sıyrılmak için hukuk yoluyla mücadele veriyor. Bu yargılamalarda avukatın deneyimi, ceza davalarındaki başarısı ve tabi cesareti oldukça önemli… FETÖ davası ve mağdurları için bu davada başarılı avukatların büyük bir çoğunluğu yaşananların hukuk ile izah edilemeyeceğini anlatmaya çalışsa da hukuk mücadelesi vermekten geri durmuyorlar…
FETÖ Davası Nedir?
Devlete karşı bir kalkışma var. Darbe yaparak yönetimi ele geçirmeye çalışan bir grup silah ve asker gücü ile hükümeti devirmeye çalıştı. Yaşanan bu elim olay sonrasında yüzlerce şehit verdik. Olayın hemen sonrasında refleks gösteren devlet birimleri teröristler ile irtibatı olan herkesi mercek altına aldı. Haklarında soruşturma açıldı. Devlet kurumlarında bulunan şüpheliler açığa alındı. Para trafiği olanların iş yerlerine ve evlerine tedbirler konuldu. İşte FETÖ davalarının özeti bu…
Örnekleri ile yaşananları ve yapılması gerekenleri bu yazımızda bir araya getirmeye çalıştık.
FETÖ Mağdurları ve FETÖ Davaları
Eski üsteğmen F.U. Beraat ederken gerekçeli kararda FETÖ mensupları tarafından aranan her kişinin “örgüt üyesi sayılamayacağı” belirtildi.
FETÖ mağdurları Galip Öztürk hakkındaki kararın emsal teşkil ettiğini ve FETÖ hakim ve savcılarının verdiği kararlardan mağdur olan herkesin yeniden yargılanması gerektiğini söyledi. FETÖ mağduru Metro Holding Kurucu Onursal Başkanı Galip Öztürk hakkında verilen hapis cezasının infazının ertelenmesi ve davanın yenilenmesi kararı, diğer FETÖ mağdurları için de emsal teşkil edecek. Öztürk’ün avukatı Tuncay Çaltekin, tüm FETÖ mağdurlarının yeniden yargılama için başvurmaları gerektiğine dikkat çekti.
15 Temmuz darbesine kadar birçok mezhebe komplo kuran FETÖ, yargı eliyle en çok İslam alemini mağdur etmiştir. FETÖ’nün yargıçları terörist olarak hüküm giyerken, binlercesi cezaevlerinde adaleti bekliyor. Uzun yıllar devlet bünyesinde örgütlenen ve farklı gerekçelerle neredeyse tüm mercilerce desteklenen FETÖ, kendisine rakip gördüğü yapıları yıkmak için güvenlik, ordu, yargı gibi kurumların gücünü kullandı.
FETÖ, PKK’nın stratejisini tek güç olarak model aldı. PKK, Türkiye’nin doğusunda, özellikle Kürt bölgelerinde İslami yapılara saldırdı; PKK ile aynı yolda değillerdi. FETÖ, sivil ve askeri bürokrasi ile hedefine götürdüğü kişi ve kurumları terörist gibi etiketleyerek gözaltına aldı, işkence yaptı ve cezaevlerine attı. Bazen JİTEM gibi illegal yapıların yöntemlerini kullanarak masum insanları katletti.
FETÖ’nün İslami Yapılara Karşı Kaliperleri Görmezden Geliniyor
15 Temmuz darbe girişiminin halk tarafından kesintiye uğramasının ardından başta yargı olmak üzere birçok kaliper ve FETÖ’nün komploları kamuoyunda daha sık tartışılmaya başlandı. İLKHA’ya konuşan kurbanların aileleri, İslam toplumuna yönelik komplo ve komploların yine göz ardı edildiğini ifade etti. Aileler, Ergenekon, Balyoz, Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz, Eldiven ve Askeri casusluk davalarından yargılanan Kemalist/Milliyetçi sınıfın kısa sürede beraat ettiğini, ardından kendilerine yüklü miktarda tazminat ödendiğini ifade etti. Ancak aynı yapıdan [FETÖ] komplolara maruz kalan İslam mezheplerinin adalet beklentileri göz ardı edildi.
Çözüm Avukatlık FETÖ Davaları Avukatları Nasıl Hizmet Verir?
FETÖ davaları avukatları, savunma stratejilerini ceza hukuku kapsamında oluşturarak müvekkillerine hizmet verir. Avukatlar, müvekkillerinin hukuki haklarını en iyi şekilde savunabilmek için delillerin toplanması, savunma hakkının etkin şekilde kullanılması ve hukuki süreçlerin doğru yönetilmesi gibi hizmetler sunar. CMK 151. madde uyarınca, soruşturma aşamasından itibaren sanık haklarının korunması, avukatların en önemli görevidir. Çözüm Avukatlık Bürosu olarak, her davada etkin savunma stratejileri geliştirir ve müvekkil lehine Yargıtay içtihatlarını kullanır. Yargıtay 16. Ceza Dairesi kararları ışığında, müvekkillerin masumiyet karinesi çerçevesinde savunulması esastır.
FETÖ Davaları Avukatı İletişim Bilgileri
FETÖ davalarında uzman avukatlarla iletişim kurmak, savunma stratejisinin doğru belirlenmesi açısından önem arz etmektedir. Çözüm Avukatlık Bürosu, İstanbul merkezli olup, Ankara, İzmir, Bursa, Kayseri, Antalya, Aksaray başta olmak üzere 81 ilde hizmet verir. Çözüm Avukatlık ceza davaları ve FETÖ soruşturmalarında deneyim sahibidir. İletişim için buraya tıklayın veya 0544 129 3468 numaralı telefondan bizlere ulaşabilirsiniz. Müvekkillerimizle doğrudan ve etkili bir iletişim sağlayarak hukuki süreçlerde yanlarında bulunuyoruz. İletişim bilgilerimiz üzerinden randevu talep edebilir ve hukuki danışmanlık alabilirsiniz. FETÖ davalarında hızlı ve etkili çözüm odaklı hizmet verilmektedir.
FETÖ Soruşturması Kriterleri
FETÖ soruşturmaları, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamında yürütülmektedir. Soruşturmanın başlatılabilmesi için, kişilerin örgütle doğrudan veya dolaylı bağlantılarının tespit edilmesi gereklidir. Bank Asya’ya para yatırma, ByLock kullanımı, örgüt hiyerarşisine dâhil olma gibi somut deliller, soruşturma kriteri olarak kabul edilmektedir. Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin 2020/4560 E. ve 2020/5689 K. sayılı kararında, örgüt üyeliği delilleri arasında bu unsurlar açıkça belirtilmiştir. Soruşturma aşamasında savcılık, CMK 160. maddeye göre delilleri toplar ve kişilerin örgütle iltisakını değerlendirir. Kişilerin sosyal medya paylaşımları, örgütle bağlantılı okullara çocuklarını kaydettirme gibi eylemler de bu soruşturmaların kapsamına girmektedir.
FETÖ Davalarına Hangi Mahkeme Bakar?
FETÖ davaları, Ağır Ceza Mahkemeleri tarafından görülmektedir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 314. maddesi uyarınca örgüt üyeliği ve örgüt yöneticiliği suçlarından yargılanan kişilerin davaları, bu mahkemeler tarafından karara bağlanır. Özellikle, örgütün silahlı terör örgütü olarak kabul edilmesiyle birlikte, sanıkların terörle mücadele kapsamında yargılandığı bu davalarda, delillerin titizlikle değerlendirilmesi gerekmektedir. Yargıtay 16. Ceza Dairesi, bu davalarda son temyiz merciidir ve birçok kararda örgüt üyeliği için aranan kriterler detaylandırılmıştır. Yargı sürecinde, CMK 170. maddeye göre düzenlenen iddianamelerin kabulü ile birlikte dava süreci başlar.
FETÖ Mağdurlarına Umut
İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi, Metro Holding Galip’in onursal kurucu başkanı FETÖ’ye verilen hapis cezasının infazının ertelenmesine ve davanın yeniden açılmasına karar verdi. Bu karar, sayıları küçümsenemeyecek diğer FETÖ kurbanları için de umut olacaktır. Öztürk’ün avukatı Tuncay Çaltekin, yargı yetkisinin ancak bağımsız mahkemelerce Türk milleti adına kullanılabileceğini vurgulayarak, “FETÖ/PDY terör örgütü üyesi oldukları iddiasıyla görevden alınan, ihraç edilen veya tutuklanan “hakim ve savcılar” ifade verdi. Cezaları uzun yıllar özel makamlar tarafından verildi.
Bu hakim ve savcılar hakkındaki iddialar kanıtlandığında, bu kişilerin yargılamaya hakim ve savcı sıfatıyla katılmadıkları, terör örgütünün örgüt bünyesinde savcı-hakim olarak görevlendirildiği ve bu kişilerin örgüt bünyesinde yargıç-hakim olarak görevlendirildiği ortaya çıkacaktır. Buna göre hareket edildi” dedi. Mağdurların yeniden yargılama için başvurmaları gerektiğini de sözlerine ekledi. FETÖ/PDY üyesi olduğu iddia edilen hakimlerin Türk milleti adına karar veremeyeceğini belirten Çaltekin, bu hakim ve savcıların yaptığı işlemlerin ve alınan kararların hukuka uygunluğunun tespiti için kararların örgüt adına alınmadığının ortaya çıkarılması gerektiğini söyledi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi‘nin bu mahkemelerde askeri hakimlerin bulunmasını dahi devlet güvenlik mahkemeleri önündeki yargılamalarda bağımsızlık ilkesinin ihlali olarak gördüğünü hatırlatan Çaltekin, davanın, mahkemelerden talimat alan bir örgüt mensupları tarafından yürütüldüğünü ifade etti. bir suç örgütü hukuka uygun sayılamaz. Eski Kıdemli Teğmen F.W. ANKESOR soruşturmasının bir parçası olarak yargılandı. Beraat etmesine rağmen gerekçeli kararda FETÖ’cüler tarafından aranan herkesin “örgüt üyesi sayılamayacağı” belirtildi. Dava dosyasına göre eski üsteğmen F.U. 15 Ekim 2018’de bordro soruşturması kapsamında tutuklandı. Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde F.U. 2014 yılında 3 kez, 2015 yılında 4 kez sabit hattan arandığı, aynı hattan arka arkaya başka bir askerin arandığı, örgütün yurt ve evlerinde kaldığı öğrenildi.
>İlgili İçerik: Ağır Ceza Avukatı
Bordro Duruşmalarında 8 Önemli Kriter
Özel imamların hedef kişilerle kiosk/ankesörlü sabit telefon hattı üzerinden yaptığı görüşmelerde gizliliğin sağlanması amacıyla aranacak kişinin telefon numarasının çeşitli şifreleme yöntemleri kullanılarak kaydedilmesi,
Aramalar tek taraflı ve kısa ömürlüdür veya sadece aramalardan oluşur,
Aranan askerlerin rütbeleri ve bağlı oldukları kuvvetler genellikle eşittir.
Mesai saatleri dışında arama yapmak,
Sorumlu kişi, hedeflerin ortadan kaldırılmasını sağlamak için askeri personeli çağırdıktan sonra, önlem olarak alakasız kişileri de çağırır.
Arama 15 gün aralıklarla, ayda bir veya 2 ayda bir,
Özel imam, askeri kişi veya sorumlu olduğu kişilerle aynı ilde ikamet ediyor ve aynı ildeki sabit hatlarla iletişim kuruyorsa,
Aranan askerlerin hatlarına sahip cihazları toplanma yerine götürmemek veya alınmış olsalar bile kapalı tutmamak.
Ancak aramaların sadece bu kriterlere uygun olması, iddia edildiği gibi aramanın bir Örgüt üyesi tarafından yapıldığını göstermez. Özellikle Bordro dosyalarında aramaların sıralı olması cezaların en büyük sebebini oluşturuyor.
Ancak mevcut dosyalarda da görüldüğü üzere BTK’dan getirilmeden güvenlik tespiti şeklinde sunulan veriler arasında çelişkiler bulunmaktadır.
Bu aramaların ne amaçla yapıldığı, özellikle neden belirli bir sıklıkta meydana geldiği mevcut dosyalarda da önemlidir.
9 Soruda FETÖ Davaları
1- 15 Temmuz darbe girişiminden önce örgütün terör örgütü ilan edilmesi gerekli midir?
Ustalıkla gizlenen örgütün amacını bilenler ve bu amaçla örgütte çalışanlar için suç tarihinden önce terör örgütü kararı alınmasına gerek yoktur.
2- Örgütün asıl amacını bilen üyelerin hukuki durumu nasıl değerlendirilmelidir?
Kuruluş amacı silahlı veya silahsız yöntemlerle suç işlemek olan ve bu amaç ve yöntemleri açıkça beyan eden veya bu örgütler çerçevesinde işlendiği açıkça bilinen örgütlere üye olan veya bunlara bilerek yardım edenlerin kusurunda suç yoktur. Organizasyonel faaliyetlerin kapsamındadır.
3- Yedi katmanda çalışan örgütün hangi katmanında görev yapanların cezai sorumluluğunda tereddüt yoktur?
Örgütün amaçlarını ve yöntemlerini bilen örgüt üyelerinin örgüt içindeki konumları dikkate alınarak cezalandırılacağı açıktır. Örgüt piramidine göre örgüt üyelerinin üç, dört, beş, altı ve yedinci katmanlardaki üyelerinin bu durumda olduğu kabul edilmelidir.
4- Örgüt bir eğitim ve ahlak hareketi olarak algılanabilir mi?
Önce tarikat sonra terör örgütü haline gelen eğitim faaliyetleri, sivil toplum ve meslek kuruluşları, yerel ve uluslararası ticari kuruluşlar, basın ve yayın organları gibi hukuki yapılar, Abant toplantıları, Türkçe Olimpiyatları ile oluşan sempatik çevreden insanlar. Mali ve mali kaynakları bir araya getiren FETÖ’nün başlangıçta ahlaki ve eğitimsel bir hareket olarak ortaya çıktığı ve toplumun her katmanı tarafından böyle algılandığı da toplumsal bir gerçektir.
5- Örgüte bilmeden katılanların hukuki durumu nasıl değerlendirilmelidir?
Bilmeden örgüte katılanların hukuki durumu ceza hukukunda benimsenen kusur ilkesine göre belirlenmelidir. Suç örgütü, en başından suç işlemek için kurulmuş yasa dışı bir yapı olabileceği gibi, yasal olarak faaliyet gösteren bir sivil toplum örgütünün daha sonra suç örgütüne, hatta terör örgütüne dönüşmesi de mümkündür.
Bu suçların doğrudan kast ve özel saikle işlenebilecek suçlar olduğu düşünüldüğünde hukuki durumlarının kusur ve hata bağlamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
6- TCK’nın hata hükümleri nasıl uygulanabilir?
Örgütün silahlı terör örgütü olduğu gerçeği ve örgütün kurucusu ve yöneticisi Fetullah Gülen’in Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi kararıyla kesinleşen ve Yargıtay kararıyla kesinleşen beraat kararı dikkate alındığında, Mahkeme Ceza Genel Kurulu, örgütün sözde meşruiyet vitrini olarak kullanılan diğer tabakalardaki örgüt üyelerinin bilinip bilinmediği nihaidir. Hata hükümlerini düzenleyen TCK’nın 30. maddesidir.
7- Hata hükümleri uygulanırken nelere dikkat edilmemelidir?
Bu değerlendirme yapılırken, 2012 ve sonrasında örgüte bağlı kamu görevlilerinin gerçekleştirdiği operasyonlar gibi örgütün nihai amacını ortaya koymaya başladığı sansasyonel olaylardan sonra, Ulusal Meclis toplantılarında alınan sözde kararlar; Güvenlik Konseyi tarafından 30 Ekim 2014, 29 Nisan 2015 ve 26 Mayıs 2016 tarihlerinde kamuoyu ile paylaşılmıştır. “Hizmet hareketi” olarak adlandırılan yasal görünümlü yasadışı yapının, paralel devlet kurmayı amaçlayan ve devletin varlığına ve anayasal düzenine ciddi bir tehdit oluşturan bir örgüt olarak kabul edilmesi, aynı tespit ve açıklamaların devlet ve hükümet yetkilileri tarafından en üst düzeyde benimsenmiş ve kamuoyu ile paylaşılmıştır.
8- Örgütün bir hizmet hareketi olduğunu düşünenlerin cezai sorumlu tutulmasının ölçütü nedir?
Kuruluşun birinci ve ikinci kademelerinde bulunanlar ile yardım edenlerin sorumlulukları kusur ilkesine göre belirlenmelidir. Yani bu yapılanmaya cemaat zannederek katılanlar, örgüt olduğunun ortaya çıkmasından sonra örgüte bağlılıklarının devam etmesi halinde ancak cezai yönden sorumlu olacaklardır.
9- Örgütün asıl amacını bilenler için suç tarihinde bir dönüm noktası var mı?
FETÖ’yü anayasal düzeni zorla değiştirmek için oluşturulmuş bir terör örgütü olarak kuran veya örgütün gerçek amacını bilerek hiyerarşiye dahil olan hiç kimsenin suç tarihinde bir dönüm noktası yoktur. Zamanaşımı süresi içinde yargılanabilirler.
Israrla Ararlar
Mahkeme, sanığın beraatine karar verirken, Banka Asya’da hesabının bulunmadığını, örgütün iletişim sistemlerini kullanmadığını, himaye veya mağdur bağışı gibi yardımlarda bulunmadığını, sosyal yardımların bulunmadığını vurguladı. Kararda şu tespitlere yer verildi:
“FETÖ’nün, üye olmayı düşündüğü veya takip etmeyi hedeflediği kişileri ısrarla araştırdığı, gerektiğinde tehdit ve baskılarla karşılaşmaya zorladığı bir gerçektir. FETÖ dava dosyalarından da anlaşıldığı üzere GSM hattını değiştirmek zorunda bırakacak derecede aramaya devam ettikleri ve hattını öğrenerek tekrar aradıkları bilinen bir gerçektir. FETÖ’cüler tarafından aranan her kişinin örgüt üyesi olma kriterlerine uygun olduğunun kabul edilmesi yasal olmadığı gibi, örgütün zaman içinde ortaya çıkan gerçeklerine ve kodlarına da uygun değildir.”
Savcılık, beraat kararına itiraz etti.
Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki (TSK) kripto yapısının deşifre edilmesine yönelik ankesörlü/sabit telefon incelemeleri devam ediyor. Yargıtay, 16’ncı Ceza Dairesi’nin ankesörlü telefondan sadece bir defa arandığı ve ankesörlü telefondan “0” saniye aranan ankesörlü telefon zanlısına verilen cezayı onadı. Bu karara rağmen Hakkari 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nden tartışmalı bir karar geldi.
Sıralı Aramada Sıfır Saniye
Duruşma savcısının görüşüne göre, “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçlamasıyla 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılan Astsubay Çavuş Mevlüt C. Özel imamlar tarafından sabit hatlarda peş peşe arandığı ve FETÖ’nün birlikte aranan askerlerden biri olduğu belirtildi. İlişkili olduğu yönünde açıklamalar olduğu vurgulandı.
Habere göre, kendisi gibi asker olan 3 zanlı ile 4 grubun üst üste arandığı tespit edilirken, Astsubay Çavuş Mevlüt C. “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan beraat etti. Kararda, Mevlüt C’nin mesai saatleri dışında arandığı ve “0” saniyelik aramaların olduğu belirtildi.
2013 Öncesi Aramalar Kabul Edilmemektedir
Mahkeme ayrıca, 2013 yılından önce TSK’daki FETÖ zanlılarının ankesörlü telefonlardan yaptığı aramaların da delil olarak kabul edildiğini belirten Yargıtay içtihatlarını da göz ardı etti. Kararda, sanık Mevlüt C.’nin 17-25 Aralık süreci öncesinde ankesörlü telefonla arandığı, bu sürecin ardından örgütle bağlantısına ilişkin herhangi bir delile rastlanmadığı belirtildi. Bu beraat nedeni olarak gösterildi.
FETÖ Davası Vekalet Ücreti
FETÖ davası vekalet ücreti 135.000,00 TL’dir. Bu ücret, 2024 İstanbul Barosu En Az Ücret Çizelgesi Tarifesi kapsamında verilmiştir. Dosyanın kapsamına bağlı olarak değişebilir.
FETÖ Davalarına Bakan Avukatlar
FETÖ davalarına bakan avukatlar, terörle mücadele, ceza hukuku, örgütlü suçlar ve anayasa hukuku konularında uzmanlaşmış avukatlardır. FETÖ davaları, ülkemizde terör örgütüne üyelik, yardım etme ve örgüt faaliyetlerine katılma gibi suçlamaları kapsayan geniş bir alanda ele alınmaktadır. Bu tür davalarda savunma yapacak avukatlar, müvekkillerinin hukuki haklarını en iyi şekilde savunmak için derinlemesine bilgiye ve deneyime sahip olmalıdır.
FETÖ davasına bakan avukatlar, müvekkillerinin adil yargılanma hakkını savunurken delillerin değerlendirilmesi, tanıkların dinlenmesi ve hukuki sürecin takip edilmesi gibi önemli görevler üstlenirler. FETÖ davalarında savunma yapmak, kapsamlı bir hukuki bilgi ve strateji gerektirir, zira bu davalar, karmaşık ve geniş kapsamlı suçlamalar içerir.