Şehit ve Gazi Sayılma

Şehit ve gazi sayılma, ülkelerin bağımsızlığı, güvenliği ve halkının refahı için canlarını feda eden kişilerin özel olarak onurudur. Şehitlik unvanı, savaşta veya terör saldırısında hayatını kaybeden asker veya sivil kişilere verilirken, gazilik unvanı ise yaralanma veya sakatlık gibi sebeplerle savaşta veya terör saldırısında gösterdikleri kahramanlıklar nedeniyle verilmektedir. Hem şehit hem de gazi unvanları, kişinin ülkesine, milletine ve insanlığa olan fedakarlığı ve sadakati nedeniyle büyük saygı ve takdir görmektedir.

Şehit ve Gazi Sayılma

Şehit ve gazi sayılma kavramları, Türkiye’de büyük bir öneme sahip olan ve özel hukuki statülerle tanımlanan terimlerdir. Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre bu unvanları elde etme koşulları ve unvanların sağladığı haklar, ayrıcalıklar belirlenmiştir.

Şehitlik, Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Teşkilatı vb. kurum mensuplarının;

  • Görevleri sırasında,
  • Görevleri dolayısıyla,
  • Savaş,
  • Taarruz,
  • Çarpışma,
  • Terör eylemi ve benzeri durumlarda hayatlarını kaybetmeleri durumunda kendilerine verilen bir unvandır.

Gazi ise, yine aynı kurumların personeli arasında; aynı durumlarda yaralanan ve kalıcı yaralanma sonucu sürekli bir iş göremezlik durumu oluşan; bedensel ya da ruhsal özrü bulunan kişilere verilen  unvandır.

Şehit ve gazi sayılma durumu, Türkiye’deki kanunlarla belirlenmiş özel haklara ve ayrıcalıklara yol açmaktadır. Hak ve ayrıcalıklar arasında gösterilecek durumlar;

  • Maaş hakkı,
  • Sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlanma,
  • Çocukların eğitim ve öğretim hakları,
  • Konut hakkı,
  • Vergi muafiyeti ve diğer sosyal yardımlar yer almaktadır.

Şehitlerin yakınları ve gaziler, Türkiye Cumhuriyeti tarafından özel bir statüye sahip olmaktadır. ,Devletin, bu kişilere ve ailelerine olan minnettarlığını ve vefa borcunu yerine getirme biçimlerinden biridir.

Şehit Kime Denir?

Şehit; vatanı uğruna canını feda eden kimselere denilen, dini ve sosyolojik anlamda çok büyük değeri olan ve saygı duyulan bir mertebedir. Şehitlik konusunda hukuken bir tanımlama bulunmamaktadır. Türk Dil Kurumu tarafından şehit; kutsal bir ülkü veya inanç uğrunda ölen kimse olarak tanımlanmıştır. Ancak; şehitlik sonucu birtakım haklar doğduğundan bazı idari ve hukuki işlemlerin konusunu oluşturmaktadır.

Kimler Görev Şehidi Sayılır?

Hukuk sistemimizde şehit tanımı yapılmamış olup kimlerin görev şehidi sayılacağı bazı kanun ve yönergelerde yer alan düzenlemeler doğrultusunda anlaşılmaktadır. Bu bağlamda MSY 439-1 (A) MSB.lığı Şehitlik Yönergesinin; 1’inci Bölüm, 3’üncü Madde (a) bendi ve 2’nci Bölüm 4’üncü maddesi gereğince; Kara Deniz, Hava Kuvvetleri Komutanlıkları ve Jandarma Genel Komutanlığı ile Sahil Güvenlik Komutanlığına mensup asker ve sivil kişilerden;

– Harpte fiilen ateş altında ölenler, ya da yaralanıp tedavisi sırasında bu yaranın sebep ve tesiri ile ölenler veya geride bulunup da düşman silahlarının tesiriyle ölenler, ya da yaralanıp tedavi sırsında bu yaranın sebep ve tesiriyle ölenler,

– İç güvenlik görevlerinde (Disiplinsizlik ve İhmali görülenler hariç) veya terör ve anarşi ile mücadelede ölenler ya da yaralanıp tedavi sırasında bu yaranın sebep ve tesiri ile ölenler,

– Eğitim, atış tatbikatı, manevra gibi görevleri yapan asker kişilerden; görev yaptıkları sırada veya yetkili makamlarca görevlendirilmeleri nedeniyle, sabit görev yerlerinden ayrıldıktan sonra, vukubulan bir olayda ölenler veya yaralanıp da sonradan bu yaranın sebep ve tesiriyle ölenler,

– Kaçakçılığın men ve takibinden fiilen çatışma sırasında ölenler, ya da yaralanıp tedavi sırasında bu yaranın sebep ve tesiriyle ölenler,

– Hudut emniyet hizmetlerinde iken silahlı çatışma sırasında veya hudut emniyet hizmetinin ifasına yönelik diğer faaliyetler sırasında kaza ve olaylarda ölenler ya da yaralanıp tedavi sırasında bu yaranın sebep ve tesiriyle ölenler (Disiplinsizlik ve ihmali görülenler hariç),

– TSK. mensubu veya TSK.nden ayrılanlardan (emekli, istifa vb.) daha önce TSK. mensubu olmaları gerekçesiyle terör eylemlerine muhatap olarak ölenler,

– Herhangi bir askeri tesis, kışla ve binanın vs. yangın, sel, deprem, heyelan, çığ gibi doğal afetlere maruz kalması nedeniyle ölenler,

– Hangi meslek sınıfından olursa olsun; vazifeli olarak askeri uçak veya askeri maksatla kullanılan uçak, helikopter, gemi ve denizaltının herhangi bir sebep ve etki ile düşmesi, batması, infilâk etmesi sonucu bu vasıtalarda bulunanlardan ölenler (Disiplinsizlik ve ihmali görülenler hariç)

Olmak üzere şehitliklere defnedilecekler sayılmıştır. Böylece esasen Yönergede yazılı sebeplerle ölenler “şehit” olarak tanımlanmıştır.

Vazife Malullüğü Nedir?
Vazife Malullüğü Nedir?

Vazife Malullüğü Nedir?

Vazife malullüğü; memur ve diğer kamu görevlilerinin, görevlerini yaptıkları esnada veya görevinden kaynaklanan sebeplerden doğmuş olan maluliyet hali olup “adi malullüğün nitelikli bir türüdür.”[1]  Vazife malullüğü kamu çalışanlarına (4/c’liler) yönelik, özel bir malullük uygulamasıdır. [2]

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 47. Madde hükmüne göre vazife malullüğü; kanunun m.4/1-c hükmü kapsamına giren sigortalıların görevlerini yaptıkları sırada veya görevleri dışında idarelerince görevlendirildikleri herhangi bir kamu idaresine ait başka işleri yaparken bu işlerden veya kurumlarının çıkarlarını korumak amacıyla bir iş yaparken ya da idarelerince sağlanan bir taşıtla işe gelişi ve işten dönüşü sırasında veya işyerinde iken meydana gelen kazadan doğmuş olan ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu m.25’te belirtilen malullük durumuna vazife malullüğü denir.

Buna göre vazife malullüğünü oluşturan halleri şu şekilde özetleyebiliriz;

  • Sigortalının vazifesini yaptığı esnada vazifesinden kaynaklanan kazalar,
  • Sigortalının vazifesi dışında kurumunca verilen herhangi bir kuruma ait başka işleri yaparken kazaya uğraması,
  • Kurumların menfaatlerini koruma amacıyla yapılan işler sırasında oluşan kazalar,
  • Sigortalının göreviyle ilgili olarak işe gelişi ve işten dönüşü sırasında meydana gelen kazalar.

Aşağıda belirtilen hallerde ise vazife malullüğü hükümleri uygulanmaz;

  • Keyif verici içki ve her çeşit maddeler kullanmaktan,
  • Mevzuat ve emir dışında hareket etmiş olmaktan,
  • Yasak fiilleri yapmaktan,
  • İntihara teşebbüsten,
  • Her ne suretle olursa olsun kendisine veya başkalarına menfaat sağlama veya zarar verme amacından,

vazife malullüğü doğmuş ise vazife malullüğü hükümleri uygulanmaz.

Vazife Malulü Sayılma ve Tespiti

Kamu görevlisinin, vazife malulü sayılabilmesi için vazife malullüğünün Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından oluşturulacak bir Kurul tarafından tespit edilmiş olması gerekmektedir. 5510 Sayılı Kanunun 25 inci maddesi uyarınca; sigortalının veya işverenin talebi üzerine Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurullarınca usulüne uygun düzenlenecek raporlar ve dayanağı tıbbi belgelerin incelenmesi sonucu, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az % 60′ ını, (c) bendi kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün en az % 60’ ını veya vazifelerini yapamayacak şeklide meslekte kazanma gücünü kaybettiği Kurum Sağlık Kurulunca tespit edilen sigortalı, malul sayılır.

Vazife malullüğü durumunun tespiti için bağlı bulunulan Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü veya Sosyal Güvenlik Merkezlerine bir dilekçe ile başvurulması gerekmektedir. İlgili Kurum servisi başvuru dilekçesi üzerine talepte bulunanı sağlık kurulu raporu temin edilmesi üzerine yetkili hastaneye sevk eder.

Askerde Görev Sırasında Yaralanma
Askerde Görev Sırasında Yaralanma

Askerde Görev Sırasında Yaralanma

Kamu görevlisinin vazife malulü olabilmesi için malul sayılmasını gerektirecek seviyede bedensel zarara uğramış olmalıdır. Vazife maluliyeti; SSGSSK md.47’de; “25 inci maddede belirtilen malullük …doğmuş olursa buna vazife malullüğü … denir” biçiminde düzenlenmiştir. Yani kanun koyucu açıkça vazife maluliyetinin oluşabilmesi için SSGSSK md. 25’te belirtilen malullük durumunun varlığını bir ön şart olarak aramıştır. [3]

Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 3.D, E. 2004/333, K. 2004/1831, T. 23.12.2004 sayılı kararında; “Davacının askerlik görevi sırasında Kuzey Irak’ta icra edilen operasyon sırasında teröristlerle girişilen çatışmada yaralandığı sabit ise de bu yaralanma sonucu “askerliğe elverişsiz hale gelmediğinden”, ‘’malul’’ kabul edilmesi mümkün değildir.” Şeklinde hüküm kurmuştur.

Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde çalışan askeri ve sivil personel ile askerlik görevi yükümlüleri için, 31/10/2016 tarihli ve 2016/9431 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı Sağlık Yeteneği Yönetmeliği hükümleri gözetilerek Kurum Sağlık Kurulunca maluliyet hakkında karar verilir.

Gazi Olmak İçin Şartlar

Gazilik; “muharip gazi” ve “malul gazi” olarak ikiye ayrılır.

Muharip Gazi; Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarından harbe fiilen katılanları ifade eder. Bu kapsamda muharip gazilerin görevi sebebiyle herhangi bir bedensel arızaya uğramış olması gerekmemekte olup sadece harbe fiilen katılmaları yeterli görülmektedir.

Malul Gazi; Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarından, Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırlarını korumak ve güvenliğini sağlamak görevi ile harpte veya terör örgütlerine karşı yurt içi ve yurt dışı mücadelede her çeşit düşman veya terörist silâhlarının tesiriyle veya harp bölgesindeki harekât ve hizmetler sırasında, bu harekât ve hizmetlerin sebep ve tesiriyle yaralanarak tedavileri sonucunda sakatlığı rapor ile kesinleşenleri ifade eder.

Askerde Yaralananların Hakları

Malul gazilere sağlanan hakları şu şekilde sıralayabiliriz;

  • Nakdi tazminat
  • Özel Harekât ve Operasyon Tazminatı
  • Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Tarafından Sağlanan Haklar
    • Aylık Bağlanması
    • Emekli İkramiyesi
    • Ek Ödeme
    • Sağlık Hizmetleri
    • Ulaşım Araçlarından Ücretsiz Yararlanma
    • Evlenme Yardımı
  • TSK Mehmetçik Vakfı Yardımları
  • Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK) Üye Yardımları
  • Devlet Övünç Madalyası Verilmesi
  • Göreve Devam Etme
  • Askerlik Hizmetinden Muafiyet
  • Kamu Konutlarından Yararlanma ve Kira Bedelinin Devlet Tarafından Ödenmesi
  • Faizsiz Konut Kredisi Verilmesi ve Taksitle Ev Alınması
  • Parasız Yatılı/Burslu Okuma
  • Özel Öğretim Kurumlarından Ücretsiz Yararlanma
  • Gazi Çocuklarının Askeri Okullara Öncelikle Alınması
  • Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumuna Bağlı Yurtlardan ve Yükseköğrenim Kredilerinden Öncelikle Yararlanma
  • Yüksek Öğretimde Katkı Payı Alınmaması
  • İstihdam (İş) Hakkı
  • Gelir Vergisi İndirimi
  • Gümrük Vergisi Muafiyeti
  • Silah Bulundurma ve Taşıma Yetki Belgelerinin Vergi ve Harç Muafiyeti
  • Emlak Vergisi Muafiyeti
  • Elektrik Enerjisi Ücret İndirimi
  • Su Ücreti İndirimi
  • Hususi Damgalı Pasaport Verilmesi
  • Devlet Memuru Olarak Görev Yapan Malul Gazi ve Yakınlarının Atanması
  • 19 Eylül Gaziler Günü, Sakatlar Haftası ve Özürlüler Gününde İdari İzin Verilmesi
  • Kamu Kurum ve Kuruluşlara Ait Sosyal Tesislerden Yararlanma
  • Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğünce Bayilik Ruhsatı Verilmesi
  • Müsabaka Yerlerine Girme

Gazilik Unvanı İçin Nereye Başvurulur?

Başvurular dilekçe ile doğrudan, SGK, Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Kamu Görevlileri Emeklilik Daire Başkanlığına yapılabileceği gibi ilgili kuvvet komutanlıklarına ilgili diğer kamu kurum ve kuruluşlarına da yapılabilmektedir.

Ayrıca; 675 s.Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname uyarınca da; 15/7/2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemi ile bu eylemin devamı niteliğindeki eylemler sebebiyle malul olan kamu görevlileri ve siviller ile bu eylemlerin devamı niteliğindeki eylemlerin ortaya çıkarılması, etkilerinin azaltılması veya bertaraf edilmesinin sağlanmasında yardımcı ve faydalı oldukları sırada yaralanan kamu görevlileri ve sivillere, yaralanma derecesine bakılmaksızın gazilik unvanı verilir. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından belirlenir. Bu hüküm uyarınca da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bir dilekçe ile başvuru yapılması mümkündür.

Şehit ve Gazi Sayılma Davası
Şehit ve Gazi Sayılma Davası

Şehit ve Gazi Sayılma Davası

Şehit ve gazi sayılma davası Anayasa’nın m.125/1 hükmü gereğince açılabilmektedir. Madde hükmü aynen “İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır.” İfadesi ile dava yolunu açmış bulunmaktadır.

Buna göre; görevlerini ifa ederken ölen veya yaralananlar tarafından tam yargı davası açılması gerektiği anlaşılmaktadır.

Şehitliğin Tespiti Davası

Askerlik hizmetini yerine getirirken yaşamını yitiren kişilerin şehit sayılmaması halinde hak sahipleri (aileleri) öncelikle Milli Savunma Bakanlığı’na vefat edenin şehit ve gazi sayılması talebi ile tazminat ödenmesi yönünde talepte bulunmalıdır. Milli Savunma Bakanlığı tarafından ret yazısı gelmesi veya 30 gün içinde cevap verilmemesi halinde Ankara İdare Mahkemeleri nezdinde iptal davası açılmalıdır. Bu iptal davası ile şehitliğin tespiti talep edilerek diğer asıl ve yan hakların yerine getirilmesi sağlanmalıdır.

Gazilik Davası

Özellikle yukarıda bahsettiğimiz malul gazilerin tespiti önem taşımaktadır.  Malullüğün tespiti SGK Vazife Malullüğü Tespit Kurulu tarafından yapılmaktadır. İşte Gazilik unvanın alınması için ilgilisince yapılan başvurular neticesiz kalmışsa veya ret kararı alınmışsa idari yargıda tam yargı davası açılarak Gaziliğin tespiti sağlanmalıdır.

Şehit Sayılma ve Gazi Sayılma İptal Davası
Şehit Sayılma ve Gazi Sayılma İptal Davası

Şehit Sayılma ve Gazi Sayılma İptal Davası

“Şehit ve Gazi Sayılma İptal Davası”, ölen kişinin şehit sayılması veya yaralanan kişinin gazi sayılması kararının yanlış veya haksız olduğunu düşünen kişilerin açtıkları bir davayı ifade etmektedir. Şehit  ve gazi sayılma iptal davalarının açılabilmesi için, öncelikle kişinin yakınları veya kendisi tarafından kanıtlar sunulması gerekmektedir. Ayrıca mahkeme kararı ile şehit veya gazi sayılma kararının verilmiş olması gerekmektedir.

Şehit ve gazi sayılma iptal davaları Şehitlik Yönergesi uyarınca, ölen kişinin veya yaralanan kişinin bulunduğu İdare Mahkemesinde açılır. Davayı açan kişi, mahkemede deliller sunarak şehit ve gazi sayılma kararının iptal edilmesini talep eder. Mahkeme, delilleri değerlendirerek bir karar verir; şehit ve gazi sayılma kararını iptal eder veya kararın geçerli olduğunu onaylar.

Görev Şehidi Kanunu
Görev Şehidi Kanunu

Görev Şehidi Kanunu

Şehit ve gazi sayılma ile ilgili kanunlar, yönetmelikler ve genelgeler bulunmaktadır. Bunlardan birisi 2016 yılında yayımlanan Şehitlik Yönetmeliği’dir. Bu yönetmelikte şehit ve gazi sayılma konusunda ilişkin birçok açıklama bulunmaktadır. Bırakacağımız link üzerinden yönetmeliği ulaşabilirsiniz.

https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/3.5.20169430.pdf.

Şehit ve Gazi Sayılma İşlemleri Emsal Kararlar

Şehit ve gazi sayılma işlemleri ile ilgili olarak Türkiye’de birçok emsal karar bulunmaktadır. Bu kararlar, şehit ve gazi sayılma işlemlerinin nasıl yapılacağı, hangi durumlarda kabul edileceği ve hangi delillerin kabul edileceği konularında örnek teşkil etmektedir.

Şehit ve gazi sayılma emsal mahkeme kararı olarak; Ankara Bölge İdare Mahkemesi 11. İdari Dava Dairesi 2017/9842 Esas Numaralı, 2018/3726sayılı kararı bulunmaktadır. İlgili karar:

Davacı, askerlik top kaldırırken sol omzundan sakatlandığından bahisle malul aylığı bağlanması talebi ile yaptığı başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptalini talep etmiştir. Malullük durumu açık ve net tespit edilemeyen ilgili hakkında, aynı yasanın vazife malullüğü hükümlerinin uygulanması ve vazife malûlü maaşı bağlanmasına yönelik talebinin reddine yönelik işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Davacının daha önce de birliğine yeni katıldığı dönemde eğitim esnasında obüs ( top ) kaldırırken sol omzundan sakatlandığını belirterek vazife malüllüğü aylığı bağlanması talebiyle yaptığı idari başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açtığı davanın esasının incelenerek, davanın reddine karar verildiği ve kararın kesinleştiği, görülmekte olan bu dava ile AYİM’de açılan davanın taraflarının, konusunun ve sebebinin aynı olduğu anlaşılmıştır. Hakkında kesin hüküm bulunan bir uyuşmazlıkta taraflar aynı konu hakkında, aynı sebebe dayalı olarak ikinci kez dava açamazlar. Açılırsa bu dava kesin hüküm nedeniyle reddedilir. Bu nedenle, Mahkemece öncelikle davanın esası incelenmeksizin davanın kesin hüküm nedeniyle reddedilmesi gerekirken, işin esası incelenerek davanın reddine karar verilmesinde usul hükümlerine uygunluk bulunmamakta ise de, sonucu itibariyle davanın reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

DAVA : Muş ili merkezde Kara Kuvvetleri Komutanlığı 49. İç güvenlik Tugayı Top Taburu 3. Batarya Komutanlığı emrinde askerlik görevini yapmakta iken, 2005 yılı Mayıs ayında eğitim sırasında obüsü ( top ) başka yöne çekmek için kaldırırken sol omuzundan sakatlanan davacı tarafından, malullüğüne neden olan sakatlanma durumunu askerlik görevinin neden ve etkisi sonucu meydana geldiğinden bahisle, malul aylığı bağlanması talebiyle yapmış olduğu 18.01.2016 tarihli başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada; davacının durumu Vazife Malullüğü Tespit Kurulu’nun 31.03.2008 tarihli ve 188 Sayılı kararı ile Muş ili merkezde Kara Kuvvetleri Komutanlığı 49. İç güvenlik Tugayı Top Taburu 3. Batarya Komutanlığı emrinde er olarak askerlik görevini yapmakta iken, 2005 yılı Mayıs ayında eğitim sırasında obüsü topunu kaldırırken sol omuzundan sakatlandığına ilişkin sağlık kurulu raporu ve tedavi belgeleri dışında vazife malullüklerini belirten usul ve belgeler hakkındaki tüzük hükümlerine göre düzenlenmiş, olay tutanağı, sakatlığa neden olan duruma yönelik ayrıntılı idari tahkikat raporu gibi vazife malullüğünü tevsik edici belgeleri bulunmadığı, 5434 Sayılı yasanın 45. Maddesinin son fıkrası uyarınca vazife malullüğünün ortaya konulamadığı, ayrıca olaydan yaklaşık 1.5 yıl sonra ifadesine başvurulan aynı birlikte görevli Uzman Çavuş’un beyanına göre omuzundaki rahatsızlığın, küçük yaşta geçirdiği trafik kazası neticesi, o tarihten beri devam ettiği ve birlikte böyle bir olayın meydana gelmediği ifade edilmesi karşısında malullük durumunu açık ve net tespit edilemeyen ilgili hakkında, aynı yasanın vazife malullüğü hükümlerinin uygulanması ve vazife malûlü maaşı bağlanmasına yönelik talebinin reddine yönelik işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin olarak Ankara 10. İdare Mahkemesince verilen 20.01.2017 tarih ve E:2016/1449, K:2017/104 Sayılı kararın; hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kaldırılması ve talepleri doğrultusunda yeniden bir karar verilmesi istenilmektedir.

Savunma verilmemiştir.

….

SONUÇ : Ankara 10. İdare Mahkemesi’nce verilen karar; sonucu itibariyle usul ve yasa hükümleri ile hukuka uygun olup kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, İSTİNAF BAŞVURUSUNUN yukarıda belirtilen gerekçe doğrultusunda REDDİNE, yargılama giderlerinin başvuruda bulunan üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından varsa artan miktarın istenilmesi halinde başvurana iadesine, 26.09.2018 tarihinde oybirliğiyle ve 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun değişik 45/6. maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.

Şehit ve gazi sayılma işlemleri emsal kararları okumak için tıklayınız.

Şehitlik ve Gazilik ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Kimler şehit ve gazi yakını sayılır?

Şehit ve gazi sayılma; kişinin kendisi, eşi, çocukları, anne, baba veya kardeşlerinden birisinin sıfatı olmaktadır. Şehit ve gazi yakını hizmetlerinden sadece 1 kişi yaralanır.

Gazi Yakınları ötv’siz araç alabilir mi?

Hazine ve Maliye Bakanı tarafından 2016 yılında ÖTV Kanunu’nda değişiklik yapıldığı açıklanmıştır. Şehit ve gazi yakınlarının ÖTV ödemeksizin araç alabilmelerine imkan sağlandığını ifade etti.

Gazi yakını olduğuna dair belge nereden alınır?

Gazi yakını olunduğuna dair belge;
-Kuvvet Komutanlığı,
-Emniyet Genel Müdürlüğü,
– Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’ndan talep edilerek alınmaktadır.

Kaynakça

[1] Arıcı, K. (2015). Türk Sosyal Güvenlik Hukuku, Ankara: Gazi Kitabevi.

[2] Kaynak, Z. (2015). Sosyal Sigorta Uygulaması, Ankara: Adalet Yayınevi.

[3] Aslanköylü, R. (2010). “5510 Sayılı Kanun’a Göre Karşılaştırmalı Malullük Sigortası”, Sicil Dergisi, 5(20), 187-198, (Karşılaştırmalı Malullük)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu