
Taksir Ne Demek?
Taksir, Arapça kökenli kelime olup “bir işi eksik yapma” veya “bir şeyi yapabilecek durumda iken yapmama” anlamına gelir. Ceza hukuku bağlamında taksir, kişinin özen ve dikkat yükümlülüğüne aykırı davranarak, önleyebileceği ve öngörebileceği sonucun gerçekleşmesine sebep olmasıdır. Başka bir ifadeyle, kişi, hukuka aykırı eylemi kendi iradesiyle gerçekleştirir, ancak ortaya çıkan sonucu ya öngörmemiştir ya da öngörmüş olsa bile istememiştir.
Taksirli Suç Nedir?
Herhangi bir fiilin taksirle işlenmesi halinde bu fiil taksirli suç olarak adlandırılır. Kasten işlenen suçlarda, fiilin belirli amaca yönelik gerçekleştirilmesi yeterlidir. Ancak taksirli suçlarda, fiilin haksızlık teşkil etmesi için belirli amaca yönelik olması tek başına yeterli değildir. Bu tür suçlarda, fiilin gerçekleşmesi sırasında objektif dikkat ve özen yükümlülüğüne uyulmamış olması gerekir. Türk Ceza Kanunu’na göre dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışlar, taksirli suçların tipik unsurlarını oluşturur.
Taksirli suç ne demek örnek yardımıyla açıklanırsa, trafikte seyir halindeyken telefon kullanarak kazaya sebep olan kişi, kazada ölüme veya yaralanmaya yol açarsa, taksirle hareket etmiş sayılır. Bu durumda kişinin kasıtlı amacı bulunmasa da, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışı sonucu suç oluşur.
Türk Ceza Kanunu, her suçun taksirli halini cezalandırmamıştır. Sadece kanunda veya özel kanunlarda açıkça düzenlenen taksirli fiiller cezai sorumluluğa tabidir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, belirli suçların taksirle işlenmesi halinde cezalandırılacağını kabul etmiştir. Örneğin:
- Taksirle Öldürme (TCK m.85)
- Taksirle Yaralama (TCK m.89)
- Taksirli İflas (TCK m.162)
- Genel Güvenliğin Taksirle Tehlikeye Sokulması (TCK m.171)
- Atom Enerjisi ile Taksirle Patlamaya Sebebiyet Verme (TCK m.173/2) • Trafik Güvenliğini Taksirle Tehlikeye Sokma (TCK m.180)
- Çevrenin Taksirle Kirletilmesi (TCK m.182)
- Zehirli Madde Katma Suçunun Taksirle İşlenmesi (TCK m.185/2)
- Çocuğun Soy Bağını Değiştirme Suçunun Taksirle İşlenmesi (TCK m.231/2)
- Taksirle Askeri Tesislerin Tahribine Neden Olmak (TCK m.307/3)
- Savaş Zamanında Yükümlülükleri Taksirle Yerine Getirmeme (TCK m.322/2)
- Devletin Güvenliğine ve Siyasi Yararlarına İlişkin Bilgileri Taksirle Açıklama (TCK m.329/3)
- Yasaklanan Bilgileri Taksirle Açıklama (TCK m.336/3)
- Taksir Sonucu Casusluk Fiillerinin İşlenmesi (TCK m.338)
Bilinçli Taksir Ne Demek?
Bilinçli taksir, failin gerçekleştirdiği eylemin tehlikeli sonuç doğurabileceğini öngörmesine rağmen, bu sonucun meydana gelmeyeceğini düşünerek veya sonucu istemeyerek hareket etmesi durumudur. Fail, olası tehlikeyi fark eder fakat davranışını değiştirmez. Bu nedenle bilinçli taksir, basit taksirden farklı olarak failin sonuç hakkında bilinç sahibi olduğu hallerde ortaya çıkar.
Örneğin, araç kullanan sürücünün hız limitini aşarak seyretmesi halinde, kaza yapma ihtimalini öngörmesine rağmen hızını düşürmemesi ve bu nedenle kaza yaparak ölüm veya yaralanmaya sebebiyet vermesi, bilinçli taksir sayılır.
Türk Ceza Kanunu’nun 22/3. maddesine göre, bilinçli taksirle işlenen suçlarda ceza, basit taksirli suçlara kıyasla artırılır. Bu düzenleme, failin tehlikeyi öngörmesine rağmen önlem almaması nedeniyle daha ağır sorumluluk yüklenmesini sağlar.
Bilinçsiz Taksir Ne Demek?
Bilinçsiz taksir, failin gerçekleştirdiği eylemin doğurabileceği tehlikeli sonucu hiç öngörmediği durumlarda söz konusudur. Fail, dikkatsiz ve özensiz davranışı nedeniyle suçun oluşmasına sebep olur ancak olası sonucu zihninde canlandırmaz ve riskin farkında değildir.
Bilinçsiz taksir örnek olarak, sürücünün uykusuz şekilde araç kullanarak dalgınlık sonucu kazaya yol açması gösterilebilir. Sürücü bu durumda dikkatli hareket etmemiş ancak kazanın meydana gelebileceğini bilerek hareket etmemiştir. Bilinçsiz taksir örnekleri incelendiğinde, failin tehlikeyi öngörmemesi sebebiyle bilinçsiz taksir cezası bilinçli taksire göre daha hafif olur.
Kast ve Taksir Arasındaki Fark Nedir?
Kast ve taksir, suçun işleniş biçimine göre cezai sorumluluğun belirlenmesinde kullanılan iki temel kavramdır. Bu kavramlar arasındaki esas fark, failin eylemi gerçekleştirirken sonuca ilişkin niyet ve farkındalık düzeyidir.
Kast durumunda fail, işlediği suçun sonuçlarını bilerek ve isteyerek hareket eder. Suçun meydana gelmesini önceden öngörür ve gerçekleşmesini ister. Örneğin, kişinin bilerek ve isteyerek başkasına zarar vermesi kastla işlenmiş suçtur.
Taksirde ise fail, suçun sonuçlarını istemez; dikkatsizlik, özensizlik veya tedbirsizlik nedeniyle suçun oluşmasına sebep olur. Failin suç işleme amacı bulunmaz. Kastta fail sonucu bilerek yaratır; taksirde ise fail dikkatsiz davranışı sonucu istemediği sonuçla karşılaşır.
Taksirle Adam Öldürmek Suçu
Taksirle öldürme, kişinin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareket etmesi sonucu öngörülemeyen bir sonucun gerçekleşmesi ve diğer kişinin hayatını kaybetmesidir. Diğer bir ifadeyle, kusurlu davranışla başka bir kişinin ölüm ihtimali öngörülüp, buna rağmen kişinin kendi becerisine veya şansa güvenerek hareket etmesi halinde bilinçli taksirle ölüme sebebiyet verilmiş olur.
Taksirle adam öldürme suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Hayata Karşı Suçlar” bölümünde, 85. maddede düzenlenmiştir. Hem bilinçli hem de basit taksirle ölüme neden olma hallerinde fail, sonucu istememektedir. Eğer fail sonucu bilerek ve isteyerek oluşturursa, bu kasten öldürme suçu olarak değerlendirilir.
Ölüm yerine yaralanma gerçekleştiği durumlarda ise taksirle yaralama suçu söz konusu olur. Bu suç için öngörülen ceza, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezasıdır. Fail, taksirli eylemi sonucu iki veya daha fazla kişinin ölmesine ya da bir kişinin ölümü ve birkaç kişinin yaralanmasına sebep olmuşsa, ceza iki yıldan on beş yıla kadar hapis olarak artırılır.
Taksirle Yaralama Suçu
Taksirle yaralama suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 89. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına yol açan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. Taksirle ölüme sebebiyet verme gibi, taksirle yaralama suçu da hürriyeti kısıtlayıcı yaptırımlar doğurmaktadır. Dolayısıyla bu tür suçlarda yürütülen soruşturma ve kovuşturmalarda ceza hukuku alanında deneyimli avukatlardan destek alınması hukuken doğru ve gereklidir.
Taksir Suçlarında Ceza Miktarı Nasıl Belirlenir?
Taksirli suçlarda ceza miktarı, Türk Ceza Kanunu’na göre hâkim tarafından belirlenir ve her suçun kanunda belirtilen alt ve üst sınırı bulunur. Failin asli kusurlu olması cezanın artmasına, tali kusurlu olması ise daha hafif ceza verilmesine yol açar. Fail, sonucu öngörüp istemediği halde harekete devam etmişse bilinçli taksir oluşur ve ceza artırılır.
Ayrıca, hâkim, suçun işleniş biçimi, kullanılan araçlar, zaman, yer, meydana gelen zarar, failin amacı ve kusur derecesi gibi olayın tüm özelliklerini dikkate alır. Birden fazla kişinin zarar görmesi veya olayın ağırlığı cezayı artırırken, failin geçmişi, pişmanlığı veya sosyal durumu gibi takdiri indirim sebepleri cezayı azaltabilir. Bu indirim genellikle cezanın altıda biri oranında uygulanır ve gerekçesi açıkça belirtilir. Temel ceza belirlendikten sonra artırımlar ve indirimler uygulanarak sonuç ceza ortaya çıkar.
Taksirli Suçlarda Şikayet Süresi ve Zamanaşımı
Taksirli suçlarda, özellikle taksirle yaralama suçunun basit halinde, soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi için mağdurun şikayeti gerekir. Mağdur, hem suçun işlendiğini hem de failin kim olduğunu öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içinde şikayet hakkını kullanmalıdır. Bu 6 aylık süre hak düşürücü niteliktedir ve süresi geçerse şikayet hakkı tamamen kaybolur. Eğer mağdur fiili ve faili farklı zamanlarda öğrenirse süre, en son öğrenilen tarihten itibaren başlar.
Taksirli suçlarda dava zamanaşımı süresi ise suçun niteliğine ve kanunda öngörülen cezanın üst sınırına göre belirlenir. Taksirle yaralama suçunda bu süre 8 yıldır. Daha ağır suçlar, örneğin taksirle ölüme sebebiyet verme veya birden fazla kişinin zarar gördüğü durumlarda zamanaşımı süresi 15 yıla kadar çıkar.
Taksir Suçlarında Mahkeme Süreci Nasıl İşler?
Taksirle işlenen suçlarda dava süreci, soruşturma, kovuşturma ve mahkeme aşamalarından oluşur. Soruşturma aşamasında savcılık olayı araştırır, delilleri toplar ve iddianame hazırlar. İddianame kabul edilirse kovuşturma aşamasına geçilir ve dava asliye ceza mahkemesinde görülür. Mahkeme ise delilleri değerlendirerek karar verir. Ek olarak taksirle yaralama gibi bazı suçlarda uzlaşma da mümkün olmaktadır.
Taksirli Suçlarda Sigorta ve Tazminat İlişkisi
Taksirli suçlarda, özellikle yaralama veya ölümle sonuçlanan olaylarda, ceza hukuku ile birlikte sigorta ve tazminat hukuku da devreye girer. Failin cezai sorumluluğu yanında, mağdurun uğradığı maddi ve manevi zararların giderilmesi gündeme gelir. Bu tür durumlarda, fail veya olayda kusuru bulunan kişi, mağdura karşı tazminat ödemekle yükümlüdür. Mağdurun tedavi masrafları, iş gücü kaybı, gelir kaybı gibi zararlar maddi tazminat kapsamına girerken, yaşanan acı ve elem nedeniyle manevi tazminat talep etmek de mümkündür.
Eğer olay trafik kazası gibi sigorta kapsamında değerlendirilebilecek bir durumdaysa, zorunlu trafik sigortası devreye girer ve mağdurun maddi zararları sigorta şirketi tarafından karşılanır. Ancak sigortanın zararları karşılaması, failin ceza sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Ceza davası ile tazminat talepleri birbirinden bağımsızdır ve her iki süreç ayrı ayrı yürütülür.
Taksir Suçlarında Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB), sanık hakkında verilen cezanın belirli şartlar altında açıklanmasının ertelenmesi ve denetim süresi sonunda sanığın yeni suç işlememesi halinde hükmün kesinleşmemesi anlamına gelir. Bu uygulama, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesinde düzenlenmiştir.
Taksirle işlenen suçlarda, özellikle taksirle yaralama ve taksirle öldürme hallerinde HAGB kararı verilebilir. Ancak bu kararın uygulanabilmesi için sanığa verilen cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis cezası ya da adli para cezası olması gerekir. Taksirle öldürme suçunda cezanın alt sınırı iki yıl olduğu için diğer yasal şartların da sağlanması durumunda HAGB kararı mümkün hale gelir.
Taksirli Suçlarda Adli Para Cezası Ne Zaman Verilir?
Taksirli suçlardan hükmedilen hapis cezası, yasal koşulların sağlanması halinde adli para cezasına dönüştürülebilir. Ancak bilinçli taksir söz konusu olduğunda, sadece kısa süreli hapis cezaları adli para cezasına çevrilir.
Taksirle Suç İşleyen Kişinin Sabıka Kaydı Olur mu?
Taksirle suç işleyen kişinin sabıka kaydının olup olmaması, mahkemenin verdiği cezanın türüne ve kesinleşmesine bağlıdır. Mahkûmiyet kararı kesinleşirse, bu karar adli sicil kaydına (sabıkaya) işlenir. Ancak mahkeme, ceza şartlarının uygunluğu halinde Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) kararı verirse, kesinleşmiş mahkûmiyet oluşmaz ve bu durum adli sicile kaydedilmez.
Taksirli Suçlarda Kusur Oranı Nasıl Hesaplanır?
Taksirli suçlarda kusur oranı, olayın meydana geliş şekline, tarafların davranışlarına ve dikkat ve özen yükümlülüğüne ne ölçüde uyduklarına göre belirlenir. Kusur oranının hesaplanması, özellikle trafik kazaları gibi çok taraflı ve karmaşık olaylarda önem taşır. Kusur oranı hesaplama, ceza hukukunun yanı sıra sigorta ve tazminat hukukunda da etkili olur.
Kusur oranı belirlenirken öncelikle tarafların her birinin olayın oluşumuna ne ölçüde etki ettiği değerlendirilir. Bu değerlendirme sırasında, mevcut yasa hükümleri, ilgili yönetmelikler, örneğin Karayolları Trafik Kanunu ve Trafik Yönetmeliği gibi düzenlemeler dikkate alınır. Olayın oluş şekli, tarafların hızları, manevraları, dikkat ve tedbir düzeyleri, trafik işaretlerine uyup uymadıkları gibi somut unsurlar incelenir. Bilirkişi raporları, polis tutanakları ve tanık ifadeleri ise bu incelemede belirleyici rol oynar.
Taksirli Suçlarda Avukat Tutmak Zorunlu mu?
Taksirli suçlarda avukat tutmak zorunlu değildir. Ancak sanığın haklarını en iyi şekilde savunabilmesi, yargılama sürecini doğru anlayabilmesi ve hukuki hak kaybı yaşamaması açısından avukat yardımı alması gerekir. Bu nedenle siz de dava sürecinizin eksiksiz ve dikkatli bir şekilde yürütülmesi için Çözüm Avukatlık internet sitemiz üzerinden bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Taksirli Suçlar Hangi Mahkemede Görülür?
Taksirli suçlar, suçun niteliğine ve kanunda öngörülen cezanın üst sınırına göre Asliye Ceza Mahkemesi veya Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülür. Taksirle yaralama gibi daha hafif suçlar Asliye Ceza Mahkemesi’nin görev alanına girerken, taksirle birden fazla kişinin ölümüyle sonuçlanan veya ağır sonuçlar doğuran olaylar ise Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanır.
Sıkça Sorulan Sorular
Taksirli Suçlar Nelerdir?
Genel ifadeyle taksirli suçlar, dikkatsizlik, tedbirsizlik veya öngörü eksikliği nedeniyle istemeden işlenen suçlardır.
Bilinçsiz Taksir Nedir?
Kişinin sonuç doğurabileceğini hiç öngörmeden dikkatsiz veya özensiz bir şekilde davranarak suç işlemesi anlamına gelir.
Bilinçli Taksir Nedir?
Kişinin olayın sonucunu öngörmesine rağmen, yine de tedbirsizce davranarak suçun gerçekleşmesine yol açmasıdır.
Basit Taksir Nedir?
Kısa ifadeyle, failin öngörebileceği sonucu öngörmeyerek dikkat ve özen yükümlüğüne aykırı şekilde suç işlemesidir. Ayrıca basit taksir’in “bilinçsiz taksir” ve “adi taksir” olarak da adlandırılması mümkündür.