TCK 134 ( Özel Hayatın Gizliliğinin İhlali)
TCK 134 ( Özel Hayatın Gizliliğinin İhlali) özel hayat, işinin kendine has yaşayış şekli, yaşam tarzı ve kendisini ilgilendiren tutum ve davranış özellikleri olarak ifade edilebilir.
TCK Madde 134. Maddesinin birinci fıkra metninde özel hayatın gizliliğinin ihlali suç olarak tanımlanmıştır. Böylece gizli yaşam alanına girilerek veya başka bir şekilde başkaları tarafından görülemeyen özel hayat olayını tespit etmek ve kayıt altına almak cezalandırılır.
Özel Hayatın Gizliliği Suçu Nasıl Oluşur?
İkinci fıkrada, bu şekilde elde edilen tespit ve kayıtlardan herhangi bir menfaat elde etmek veya başkalarına vermek veya başka kişilerin basın ve yayın yoluyla bilgi edinmesini veya açıklamasını sağlamak suçun ağırlaştırılmış halini oluşturur. Maddenin ikinci fıkrasında kişinin özel hayatıyla ilgili görüntü veya seslerin hukuka aykırı olarak açıklanması ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Bu görüntü veya sesler, örneğin soruşturma kapsamında yasal olarak kayda alınmış veya birinci fıkrada tanımlanan suçun işlenmesiyle elde edilmiş olabilir. İkinci fıkrada tanımlanan suç, bu ses veya görüntü kayıtlarının açıklanması ve yayılması, yani yetkisiz kişilerce öğrenilmesinin sağlanması ile oluşturulmaktadır. Bu açıklama yasalara aykırı olmalıdır.
Bu itibarla, özel hayata ilişkin kayıtların savcılığa veya mahkemeye sunulması, duruşmada gösterilmesi ve dinlenmesi halinde söz konusu suç oluşmayacaktır. Açıklamanın basın ve yayın yoluyla yapılması, söz konusu suçun nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir.
Özel hayat, işin kendine özgü yaşam biçimi, yaşam tarzı ve onu ilgilendiren tutum ve davranışlar olarak ifade edilebilir. Kişilerin sırları, aile hayatı, kişisel veriler, iletişim ve yaşadıkları ev özel hayatın kapsamındadır. İnsanların hayatları; Genel olarak kamusal alan, özel alan ve gizli alan olmak üzere üç alandan oluşmaktadır. gizli alan; Kişinin cinsel hayatı, dini ve siyasi görüşleri gibi kendine has bir alan iken; Özel alan, kişinin herkes tarafından bilinmesini istemediği, yakın çevresi veya aile üyeleri ile paylaştığı alanı ifade eder. Kamusal alan ise kişinin halka açık olan ve birçok kişi tarafından bilinebilen alanını oluşturmaktadır.
Mahremiyet hakkı 1982 Anayasası’nın 20. maddesi ile kabul edilmiş ve Türk Ceza Kanunu ile korunmuştur. Günümüzde teknolojinin ilerlemesi ve akıllı telefonların ve sosyal medyanın kullanımıyla birlikte herkes her gün başkalarının özel hayatı hakkında bilgiler öğrenmektedir. Ancak bu suçun oluşması kanunda belirtilen bazı fiillerin yerine getirilmesine bağlıdır.
Özel Hayatın Gizliliğinin İhlali Suçunun Maddi Unsurları
Fail
Özel hayatının gizliliğini ihlal suçunun faili herkes olabilir. Bu suç belirli bir suç değildir ancak failin kimliği suçun oluşması açısından önemlidir. Örneğin failin basın mensubu olması halinde failin bu niteliği hukuka uygunluk nedeni olarak kabul edilebilir. Bu suçu işlediği iddia edilen basın mensubu aslında haber verme hakkını kullanıyor olabilir. Basın mensuplarının toplumu ve diğer insanların hayatlarını sıradan vatandaşlardan daha geniş bir perspektiften gözlemleme hakkına sahip olduğu da kabul edilmektedir. Ayrıca bireylerin özel hayatı ile başkalarının özel hayatı çatışabilir. Bu durumda; Söz konusu olay, failin özel hayatında da yer aldığından, bu olayı bilmek bile kişiyi fail yapmaz. Örneğin cinsel ilişkide bulunan taraflardan biri bu durumu bir başkasına söylerse fail olmayacaktır.
TCK’nın 137. maddesinde, failin kamu görevlisi olduğu ve bu suçluyu göreviyle bağlantılı olarak işlediği ve belirli bir meslek veya sanatın verdiği yetkiyi kötüye kullanarak bu suçu işlediği düzenlenmiştir.
Mağdur
Mağdur, suçla korunan hukuki değeri tehlikeye giren ve zarara uğrayan kişiyi ifade eder. Bu bağlamda herkes bu suçun mağduru olabilir. Ancak belirtmek gerekir ki futbolcu, sanatçı gibi sosyal olarak aktif kişilerin özel yaşam alanlarının kapsamı daraltılacağından bu kapsamdaki kişiler sıradan insanlardan farklı bir değerlendirmeye tabi tutulacaktır. Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu; Teknolojinin ilerlemesi, akıllı telefonların ve sosyal medya kullanımının artması nedeniyle son zamanlarda sıklıkla işlenmektedir. Bu nedenle; Bu suçun failleri ve mağdurlarının deneyimli bir ceza avukatından hukuki yardım almalarının çok önemli olacağı düşünülmektedir.
Suçun Konusu
Özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun mahremiyetinin ihlal edildiği özel hayat alanıdır. Özel hayat ve özel hayatın mahremiyeti kavramları kişiden kişiye ve olaya göre değişebilen kavramlardır. Özel hayata; Kişinin cinsel hayatı, gizli bilgileri, dini ve siyasi görüşleri, telefon görüşmeleri, e-postaları, mektupları, aile durumu, sağlık durumu, fotoğrafı, yaşam tarzı gibi başkaları tarafından bilinmesini istemediği birçok konu vardır. gizliliği yasal olarak korunan birçok konu.
TCK’nın 134 üncü maddesinin birinci fıkrasında, başkaları tarafından bilinmesi istenmeyen özel hayat olayını ihlal etmek ve bu özel hayat olayının görüntü ve sesini kaydetmek; İkinci fıkrada, özel hayata ilişkin bu görüntü ve seslerin hukuka aykırı olarak açıklanması, yayınlanması veya dağıtılması cezalandırılır. Burada belirtmek gerekir ki bu ifşa hukuka aykırı olmalıdır. Örneğin görüntü ve sesler savcılığa suç duyurusunda bulunulması amacıyla verilirse bu suç oluşmayacaktır.
Kişinin mahremiyeti, ikamet dokunulmazlığı, iletişimin gizliliği ve konuşmaların gizliliğini içerir. Ancak 5237 sayılı TCK’nın 116. maddesinde yer alan ikamet dokunulmazlığını ihlal suçu, 132. maddesinde haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu ve 133. maddesinde kişiler arasındaki görüşmeleri dinleme ve kaydetme suçlarından dolayı suçlar, bu kapsamdakiler TCK’nın 134 üncü maddesi kapsamında değerlendirilmez.
Hareket-Sonuç
TCK’nın 134. maddesinde aslında iki ayrı suç var. Maddenin birinci fıkrası genel olarak özel hayatın gizliliğinin ihlalini düzenlerken, ikinci fıkrası açıklama yoluyla özel hayatın gizliliğinin ihlalini düzenlemektedir. Birinci fıkrada, kişinin mahremiyetinin ihlali, herhangi bir alet kullanılmadan doğrudan çıplak gözle veya kulakla yapılan izleme, dinleme ve benzeri eylemleri içerir. İkinci fıkrada ise kişilerin özel hayatıyla ilgili görüntü veya seslerin ifşa edilmesi eylemi düzenlenmiştir.
Özel hayatın gizliliğinin genel ihlalinde bu suçun oluşması için özel bir işlem öngörülmemiştir. Bu suç serbest dolaşım suçudur. Başka bir deyişle bu suç, kişinin özel hayatının gizliliğini ihlal eden her türlü davranış ve eylemle işlenebilir. Gizlilik, kelime anlamı olarak bilinmemek demektir. Başka bir deyişle, toplum tarafından bilinen veya özel bir çaba sarf edilmeden kolaylıkla bilinebilecek olayların öğrenilmesi bu suça sebebiyet vermeyecektir. Bu gizlilik unsuru da kişilerin niteliğine göre değişebilmektedir. Örneğin, kamuya mal olmuş kişilerin statüsü sıradan insanlarınkinden farklı olacaktır.
Ayrıca, gizliliğin ihlali nedeniyle mağdurun herhangi bir zarara uğramış olması şartı aranmaz. Bu durum sonuç olarak bu suçu müteşebbis suç haline getirmektedir. Bu suça; Örneğin evde üstsüz havuza giren birini izlemek, banyo yapan birini izlemek, cinsel ilişkiye giren kişilerin çıkardığı sesleri dinlemek örnek olarak verilebilir. Ayrıca birinci fıkranın devamında görüntü ve ses kaydı yapılarak gizliliğin ihlal edilmesi halinde cezanın bir kat artırılacağı belirtilmiştir. Örneğin sürekli izlenerek güneşlenen birinin fotoğrafını ve videosunu çekmek cezayı artıracaktır.
Özel hayatın gizliliğine aykırı olarak elde edilen video ve ses kayıtlarının başkalarıyla paylaşılması söz konusudur. İfşa, kelime anlamı olarak ifşa etmek demektir. Elde edilen ses ve görüntülerin hukuka aykırı olarak yetkisiz kişilerin bilgisine sunulması bu suçu oluşturacaktır. Bu noktada seslerin ve görüntülerin tamamını açıklamaya gerek yok, hatta bazıları yeterli. Bu bağlamda video izlemek veya sesi dinlemek gerekli değildir ve hatta sesin ve görüntünün içeriğinin ve bu içeriğin kime ait olduğunun ifşa edilmesi suç teşkil edecektir. Örneğin, alışveriş merkezindeki test kabininde gizlice çıplak fotoğrafı çekilen kişinin fotoğrafının sosyal medyada yayınlanması bu kapsamda değerlendirilen eylemlerden biridir.
Özel Hayatın Gizliliğinin İhlali Suçunun Manevi Unsuru
Bu suç kasten işlenebilecek bir suçtur ve taksirle işlenme ihtimali yoktur. Failin bilerek ve isteyerek mağdurun özel hayatının gizliliğini ihlal eden eylemlerde bulunması yeterlidir. Failin hangi saikle hareket ettiği önemli değildir. Özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun ihmalle işlenemeyeceğini, sunucu olarak failin dışarıda kamera ile çekim yapılırken, evlerinde öpüşen bir çiftin kadraj içerisine girmesi dolayısıyla failin herhangi bir niyetinin olmadığı görülmüştür. Bu doğrultuda kamera ile özel bir anın kaydedilmesi eyleminde, eylem ihmal ile gerçekleştirilmiş ve özel hayat ihmal ile çekilmiştir. Özel hayatın gizliliğini ihlal fiili ceza kanununda suç olarak düzenlenmediği için fiilin suç teşkil etmeyeceği Yargıtay kararlarında belirtilmiştir.
Suçun Özel Görünüş Şekilleri
Teşebbüs
Özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun tamamlanabilmesi için mağdurun herhangi bir zarara uğraması gerekmez. Bu suç, tamamen eylem suçu olup, fiil bölünebildiği ölçüde teşebbüse elverişlidir. Örneğin; Fail, herhangi bir görüntü olmadan soyunma odasına gizli kamera yerleştirilerek yakalanırsa eylemi teşebbüs aşamasında kalacaktır.
İştirak
Bu suça iştirakın her türlüsü mümkün olup, özel olarak belirtilen bir hüküm bulunmamaktadır.
İçtima
Özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun aynı kişiye karşı birden fazla işlenmesi, birden fazla kişinin mahremiyetinin tek bir eylemle ihlal edilmesi halinde zincirleme suç hükümleri uygulanacaktır. Örneğin, bir kişi banyo yaparken izlenir ve havuzda güneşlenirken fotoğraflanırsa zincirleme suç hükümleri uygulanacaktır.
Yaptırım
Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden fail, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Görüntü veya ses kaydı yapılarak gizliliğin ihlali halinde verilecek ceza bir kat artırılır. Burada hâkimin cezayı bir kat artırma takdiri yoktur. Görüntü ve ses kaydı yapılması halinde 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası verilecek. Kişilerin özel hayatlarına ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden fail, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Açıklamanın basın ve yayın yoluyla veya sosyal medya platformları aracılığıyla yapılması hâlinde de aynı ceza uygulanır.
Özel Hayatın Gizliliğinin İhlali Cezayı Artıran Nedenler (TCK 137 Md.)
Aşağıdaki hallerde özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan verilecek cezalar artırılır.
Suçun bir kamu görevlisi tarafından yetkisini kötüye kullanmak suretiyle işlenmesi hâlinde TCK’nın 134 üncü maddesinde öngörülen ceza 1/2 oranında artırılır. Örneğin, bir şüpheliyi dinleyen jandarma personelinin görevini kötüye kullanması ve kişinin özel hayatıyla ilgili bilgileri hukuka aykırı olarak ifşa etmesi cezanın artırılmasına neden olmaktadır.
Belirli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanılarak özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun işlenmesi halinde, verilecek ceza yine 1/2 oranında artırılır. Örneğin bebeğe bakmak için evde bulunan bebek bakıcısının bu mesleğin rahatlığından yararlanarak kişilerin özel durumlarının fotoğraflarını çekmesi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Özel Hayatın Gizliliğinin İhlali Zamanaşımı
Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu şikayete konu suçlar arasındadır ve resen soruşturulamaz. Şikayetin süresi, failin ve fiilin öğrenildiği tarihten itibaren 6 AYDIR. Şikayetten vazgeçilirse dava reddedilir. Basın yoluyla işlenen özel hayatın gizliliğini açıklama suçundan günlük süreli yayınlar için 2 ay, diğer yayınlar için 4 ay içinde dava açılması gerekmektedir.
Özel Hayatın Gizliliğinin İhlali Görevli Ve Yetkili Mahkeme
Bu suç, CMK’nın 253. maddesine göre uzlaşmaya tabi suçlardan biridir. Bu suçun soruşturulması ve kovuşturulmasında öncelikle uzlaştırma hükümleri uygulanacak, ardından Cumhuriyet savcısı kamu davasının ertelenmesine ilişkin şartların sağlanıp sağlanmadığını inceleyecektir. TCK’nın 134. maddesindeki suçların kovuşturulmasıyla görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir. Sonuç olarak, teknolojinin ilerlemesi ile akıllı telefonların gelişmesi, akıllı telefonlar ile çok kolay ses ve görüntü alınabilmesi ve görüntülerin çok kolay bir şekilde görüntülenmesi nedeniyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçu çok kolay işlenebilmektedir. ve sesler youtube, twitter, instagram, facebook, whatsapp gibi yaygın olarak kullanılan sosyal medya araçlarında kolayca paylaşılabilir. .
Özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun ceza hukuku açısından kısa bir değerlendirmesi:
Türk Ceza Kanunu’nun 134. maddesinin de yer aldığı kişilere karşı suçlar bölümünün dokuzuncu bölümünde, hayatın gizli alanının ihlali ana konu olarak ele alınmaktadır. Burada korunacak kişinin aile hayatı ve sırları gibi kavramlar yer almaktadır. Kişinin özel alanı, kimseyle paylaşmadığı kendi alanını ifade eder.
Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Kaç Yıl
TCK’nın 134. maddesi ile özel hayatın gizliliğini ihlal suçu iki fıkrada düzenlenmiştir:
Birinci fıkrada özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verileceği belirtilmiştir. Görüntü ve ses kaydı yapılarak gizliliğin ihlali halinde ceza bir kat artırılır.
İkinci fıkrada, kişilerin özel hayatlarına ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa edenlerin iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına çarptırılacağı, ifşa edilen bu verilerin internet üzerinden yayınlanması halinde de aynı cezaya çarptırılacağı belirtilmiştir. medya.
Bu suçun faili herkes olabilir. Kanunun 137 nci maddesinde sayılan kişiler tarafından işlenmesi kanun koyucu tarafından nitelikli kabul edilmiş olup, bu kişiler tarafından işlenmesi halinde ceza artırılır. Yani kişisel bir suç değil. Herkes bu suçun mağduru olabilir.
Bu kanunla korunan hukuki değer, kişilerin mahremiyetidir. Suç, serbest hareket eden bir suçtur. Burada anlamamız gereken sonuç bu suçun oluşması için yeterlidir. Hareketin meydana gelme şekli önemli değildir. Örneğin, bir kişinin çantasıyla oynandığında bir suç işlenmiştir. Suçun manevi unsuru olan kusurluluk açısından değerlendirildiğinde bu suç kasten işlenebilecek bir suçtur. Kural olarak, suç kasten işlenebilir. İhmal, kanunla açıkça düzenlendiğinde cezalandırılabilecek istisnai bir sorumluluktur. Kast, suçun yasal tanımındaki unsurların kasıtlı olarak kasıtlı olarak gerçekleştirilmesidir. Yani bu suç açısından; Birinci fıkra için failin, birinin özel hayatını bilmesi ve ihlal etmek istemesi gerekir. İkinci fıkra için özel hayata ilişkin ses veya görüntülerin bilerek ve isteyerek açıklanması gerekir.
Ceza Hukuku Kapsamında İzlememiz Gereken Hukuki Süreç Nasıl Olmalıdır?
Ceza hukukunda kural, suçların resen takip edilmesidir. Kanun istisnai olarak bazı suçları şikayete tabi kılmıştır. Özel Hayatın Mahremiyetinin İhlali de şikayete tabi bir suçtur. Yani resen soruşturma ve kovuşturma yapılamaz. Mağdur şikayette bulunmalıdır. Şikâyet hakkı, şikâyetle ilgili suçlarda 6 ay içinde kullanılmalıdır. Bu süre zaman sınırıdır. Şikayet yazılı olarak yapılabileceği gibi yazılı olarak da sözlü olarak yapılabilir. Bu 6 aylık süre, zamanaşımı süresi dolmamak kaydıyla, şikayet hakkı bulunan kişinin fiili ve failin kim olduğunu öğrendiği veya öğrendiği tarihten itibaren başlar.
Fiil faile değil şikayet edilir, dolayısıyla failin şikayette gösterilmesine gerek yoktur, fiilin belirtilmesi yeterlidir. Engelli çocuklar da şikâyet haklarını kullanabilirler. Takdir yetkisi olmayanlar için şikayet hakkı kanuni temsilcisi tarafından kullanılır. Örneğin; Cep telefonunuzda kendi herkese açık platformlarınızdan birinde paylaşmadığınız ve kimseyle paylaşmak istemediğiniz bir fotoğrafınız üçüncü bir kişi tarafından çekildi ve internette paylaşıldı. Böylece ortaya çıktı. Sözlükte ‘ifşa’ kelimesi gizli bir şeyi ortaya çıkarmak veya yaymak anlamına gelir. Örnek olayda TCK 134/2 suçu işlenmiştir.