Genel

İnfaz Yasası ile Getirilen Yeni Düzenlemeler Nelerdir?

Kamuoyunda 10. Yargı Paketi olarak bilinen düzenlemenin tam adı, “Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazına Dair Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Yönelik Kanun Teklifi”dir. Daha önce yürürlüğe giren 9. Yargı Paketi’nin ardından yeni bir adalet reformu süreci daha başlatılmıştır. Hazırlıkları yoğun şekilde sürdürülen bu yeni paket, 10. Yargı Paketi adıyla anılmaktadır. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un açıklamalarına göre, bu düzenleme ile özellikle toplumun huzurunu tehdit eden suçlarla daha kararlı ve etkili bir biçimde mücadele edilmesi hedeflenmektedir.

Meclis gündemine taşınan ve kamuoyunda “adaletsizlik” algısını sonlandırmayı amaçladığı belirtilen 10. Yargı Paketi’nin en dikkat çekici yönü, ceza infaz sistemine yönelik getirilecek yenilikler olacaktır. Bu düzenlemeyle birlikte denetimli serbestlik mekanizmasının daha verimli işlemesi, iyi hâl değerlendirmelerine dair esasların yeniden düzenlenmesi ve toplumsal düzenin korunmasına yönelik çeşitli önlemler alınması öngörülmektedir. Ceza infaz rejiminin yeniden şekillendirilmesinin planlandığı bu paket ile cezaevine giriş-çıkışların daha sistemli hale getirilmesi amaçlanmaktadır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda kabul edilen ve toplamda 22 maddeden oluşan 10. Yargı Paketi hakkında değerlendirmelerde bulunan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda, bu paketin ceza adaletinin işleyişini daha etkili bir hale getirmeyi, cezasızlık izlenimini ortadan kaldırmayı, özel infaz yöntemlerinin kapsamını genişletmeyi, suçun önlenmesini sağlamayı ve aynı zamanda caydırıcılığı artırmayı hedeflediğini ifade etmiştir. Ayrıca trafik güvenliğine dair düzenlemelerin de pakette yer aldığı vurgulanmıştır.

10. Yargı Paketi Maddeleri Nelerdir?

10 farklı kanunda değişiklik öngören 10. Yargı Paketi, kamuoyunda genellikle ceza infaz düzenlemesi olarak tanımlanmaktadır. Hukuk alanında en iyi markalardan olan Çözüm Avukatlık olarak söz konusu düzenlemenin öne çıkan başlıklarını aşağıdaki şekilde sıralamaktayız:

  • Tekrar suç işleyen hükümlülere, belirli şartlar altında şartlı tahliye, denetimli serbestlik ve açık ceza infaz kurumunda kalma olanağı tanınacaktır.
  • 31 Temmuz’da yürürlüğe giren COVID-19 düzenlemesi, bu paketin kapsamı dışında bırakılmıştır.
  • Denetimli serbestlik uygulamasında kalıcı ve oransal bir yapı oluşturulacaktır.
  • Özel infaz yöntemlerinde süreye dair düzenlemeler yapılacak ve bazı iyileştirmelere gidilecektir.
  • Çocuk yaşta hüküm giymiş ve tutuklu bulunan bireyler için barınma koşullarına dair yeni kurumlar ve kurallar getirilecektir.
  • İdari ve adli yargıdaki parasal dava sınırları, davanın açıldığı tarihe göre belirlenecektir.
  • Erişim engeli kararlarında yaşanan yasal boşluklar giderilerek, hukuki altyapı güçlendirilmiştir.

Yargı Paketinde İkinci Kez Mükerrirler için Yapılan Düzenleme

10. Yargı Paketi kapsamında, Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği’nin 8/1-b maddesi doğrultusunda, ikinci kez tekerrür hükümleriyle yargılanan mahkûmların kapalı ceza infaz kurumundan açık ceza infaz kurumuna geçiş yapmalarının önü açılmıştır. Bu yönetmelik değişikliği de aynı yasa paketi ile birlikte yayımlanmıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilen “Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazına Dair Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Yönelik Kanun Teklifi”, ikinci defa tekerrüre giren mahkûmlarla ilgili iki ana değişikliği içermektedir.

Yasa değişikliği sonrasında 5275 sayılı Kanun’un 108. maddesinin ikinci fıkrasına; “Ancak, süreli hapis cezalarında koşullu salıverilme oranı dörtte üç olarak uygulanır.” ifadesinin eklenmesi öngörülürken, aynı maddenin üçüncü fıkrasında geçen “durumunda, hükümlü koşullu salıverilmez.” ibaresi de “durumunda birinci fıkradaki koşullu salıverilme süreleri uygulanır.” biçiminde değiştirilmiştir.

Bunun yanında, 5275 sayılı Kanun’un geçici 10. maddesinin sekizinci fıkrasında yer alan, “veya ikinci defa mükerrir olup 31/7/2023 tarihi itibarıyla bu cezanın infazı için ceza infaz kurumunda bulunan” ifadesinin, madde metninden çıkarılması planlanmaktadır. Geçici Madde 10’un sekizinci fıkrası, 31 Temmuz 2023 tarihi itibarıyla kapalı infaz kurumlarında bulunan ikinci kez mükerrir hükümlülerin üç yıl önce açık cezaevine ya da denetimli serbestliğe ayrılmalarının mümkün olmadığını vurgulamak için düzenlenmişti. Ancak bu düzenleme, ikinci kez mükerrir olanların da açık cezaevine veya denetimli serbestliğe geçebilmesine imkân tanıyacak şekilde revize edilmiştir.

Bu yasal düzenlemeye paralel biçimde Açığa Ayrılma Yönetmeliği’nde de güncelleme yapılmış ve böylece yeni yasa ile yönetmelik arasında uyum sağlanmıştır. Ancak normlar hiyerarşisi gereğince yasa değişikliği gerçekleşmeden yönetmelikte herhangi bir değişiklik yapılamazdı. Bu nedenle hem kanun hem de ilgili yönetmelik eş zamanlı olarak düzenlenmiştir. Normal şartlarda da yasa değişikliğini takiben, yürürlükteki kanuna uygun şekilde yönetmeliklerde değişiklik gerçekleştirilir.

Yönetmelik değişikliklerinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yetki alanında olmadığı da hatırlatılmalıdır. Anayasa’nın ilgili hükümleri doğrultusunda, bu tür yönetmelikler Cumhurbaşkanlığı, bakanlıklar veya kamu tüzel kişileri tarafından çıkarılır. Yukarıda da ifade edildiği gibi, Meclis’in kabul ettiği yasa değişikliği sayesinde ikinci kez tekerrür eden hükümlüler açık ceza infaz kurumuna erken geçiş ve denetimli serbestlikten yararlanma hakkı kazanmış, akabinde bu doğrultuda yönetmelik de güncellenmiştir. Dolayısıyla yasa değişikliğinin ardından ilgili kurumlarca yönetmelik değişikliği gerçekleştirilmiştir.

Sonuç olarak:

  • Artık ikinci kez tekerrüre giren cezalarda, bu cezalar diğer hükümlerle birlikte değerlendirilerek infaz edilecektir.
  • Koşullu salıverme ihlali durumunda cezanın tamamen kapalı cezaevinde infaz edilmesi söz konusu olsa da, bu tür ihlaller ikinci kez mükerrirlik sayılmadığı sürece infaz usulünde bir farklılık söz konusu olmayacaktır.
  • Denetimli serbestlik ya da koşullu salıverme ihlallerinde getirilen konutta infaz, geceleyin veya hafta sonu infaz gibi özel uygulamalar bu durumda geçerli olmayacaktır.
  • Gece veya hafta sonu ile konutta infaz uygulamalarında, birleşen toplam ceza süresi esas alınmaktadır. Örneğin, iki ayrı 3 yıl hapis cezası olan bir kişinin toplam cezası 6 yıl olduğu için bu tür infaz kolaylıklarından yararlanamaz.
  • İnfaz erteleme uygulaması, kasıtlı suçlar için 3 yıla kadar, taksirle işlenen suçlar içinse 5 yıla kadar olan cezalar için mümkündür ve birleşik ceza süresi dikkate alınır.
  • Tekerrüre dayalı cezalar ise ertelenemez.
  • Denetimli serbestlik sürecinde işlenen her suç bu hakkın ihlali sayılmaz; ceza alt sınırının en az 1 yıl olması gerekir. Ceza alt sınırı 1 yılın üzerindeyse ve savcılık iddianame düzenlemişse, kişi açık cezaevine geri gönderilir.
  • Örneğin, 4 yıllık bir kasıtlı suçtan hüküm giyen kişi için geceleyin veya hafta sonu infaz mümkün olabilir. Bilindiği üzere taksirli suçlarda bu süre 5 yıla kadardır. Konutta infazda ise yaş koşullarına bağlı olarak ceza süresi 6 yıla kadar çıkabilmektedir.

Yargı Paketinde Yapılan Denetimli Serbestlik Değişiklikleri

Denetimli serbestlik, hükümlülerin kalan cezalarını toplum içerisinde, belirli yükümlülükler doğrultusunda yerine getirmelerini sağlayan önemli bir infaz sistemi olarak öne çıkmaktadır. 10. Yargı Paketi ile bu sistemin işleyişine dair çeşitli güncellemeler yapılmıştır. Söz konusu değişikliklerin temel amacı, infaz sürecinin caydırıcılık etkisini artırmak ve kamuoyunda oluşabilecek “cezasızlık” düşüncesinin önüne geçmektir.

Bu doğrultuda, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazına İlişkin Kanun’un (CGTİHK) 105/A maddesinde düzenlemeye gidilmiştir. Yeni hükme göre, denetimli serbestlikten faydalanmak isteyen hükümlülerin, aldıkları ceza miktarına bakılmaksızın, koşullu salıverme tarihine kadar olan sürenin en az onda birini (1/10) cezaevinde geçirmeleri şartı getirilmiştir.

Ayrıca, bu sürenin hiçbir koşulda beş günden az olamayacağı da açıkça belirtilmiştir. Böylece özellikle kısa süreli mahkumiyetlerde dahi hükümlünün cezaevi tecrübesi yaşaması zorunlu hale getirilerek, cezanın etkisi ve ciddiyetinin toplumsal olarak daha net hissedilmesi hedeflenmiştir. Bu değişiklik, kamuoyunda hassasiyet oluşturan bazı suçlarda bile cezaların doğrudan dış infazla değil, en azından kısa bir süreyle de olsa cezaevi ortamında uygulanmasını sağlayarak, adalet duygusunun güçlenmesine katkı sunmayı amaçlamaktadır.

Ayrıca paket kapsamında, CGTİHK’nın 108. maddesi doğrultusunda, ikinci kez tekerrüre uğrayan hükümlüler hakkında da yeni bir düzenleme yapılmıştır. Daha önce bu kişiler için koşullu salıverilme hakkı tanınmamaktaydı. Yeni hükümle birlikte, süreli hapis cezasına mahkûm olan bu kişilerin, cezanın dörtte üçünü (3/4) iyi hâlli biçimde tamamlamaları halinde, koşullu salıvermeden faydalanabilmelerine imkân sağlanmıştır. 

Burada “iyi hal” değerlendirmesi; hükümlünün kuruma uyumu, disiplinli davranışları, katıldığı eğitim ve rehabilitasyon faaliyetleri gibi çeşitli kriterlere göre yapılacaktır. Bu değişiklik, mükerrir hükümlüler için de rehabilitasyon yoluyla topluma dönme umudunu canlı tutarken, aynı zamanda olumlu davranış biçimlerinin ödüllendirilmesini hedeflemektedir.

Yargı Paketindeki Özel İnfaz Usulleri Değişiklikleri

Paket kapsamında öne çıkan bir diğer yenilik ise özel infaz rejimlerine dair getirilen düzenlemelerdir. Bu doğrultuda, konutta infaz uygulamasının kapsamı genişletilmiştir. Artık, sağlık sorunları veya engellilik hali nedeniyle cezasının evde infaz edilmesi gereken hükümlüler için uygulanacak prosedürler ve denetim esasları daha net bir şekilde tanımlanmıştır. Böylelikle, cezasını özel infaz usulüyle evinde geçirecek olan hükümlüler hakkında da denetimli serbestlik tedbiri eşliğinde ceza infazı gerçekleştirilebilecektir.

Bu çerçevede, Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanacak sağlık raporları doğrultusunda, hasta veya engelli mahkûmların cezalarını konutlarında geçirmelerine imkân tanınacaktır. Aynı zamanda, toplumsal duyarlılıklar gözetilerek kadınlar, çocuklar ve yaşlılara yönelik konutta ceza infazı uygulamasının sınırları da yeniden belirlenmiştir.

Buna göre:

  • Kadın hükümlüler, çocuklar ve 65 yaşını doldurmuş erkekler için 1 yıla kadar olan süreli hapis cezaları,
  • 70 yaşını tamamlayanlar için 2 yıla kadar olan cezalar,
  • 75 yaşını geçmiş olan hükümlüler için ise 4 yıla kadar olan cezalar, konutta infaz kapsamında değerlendirilebilecektir.

Ayrıca, doğum yapmış ve toplam ceza süresi 3 yılı geçmeyen kadın hükümlüler, cezaevine girmeden cezalarını evlerinde çekebileceklerdir. Bu düzenlemelerle hem insani koşullar göz önünde bulundurulmuş hem de toplumsal adalet ve denge duygusu gözetilmiştir.

Yargı Paketi Çocuk Hükümlülerin ve Tutukluların Barındırılacağı Kurumlarla İlgili Düzenleme

10. Yargı Paketi, suç işlediği tespit edilen çocuklara (18 yaşını doldurmamış bireyler) yönelik infaz süreçlerinde önemli yapısal yenilikler getirmektedir. Bu düzenlemelere göre, çocuk hükümlülerin cezalarının ilk aşamada yetişkinlerden tamamen ayrı tutulan, yalnızca çocuklara özgü kapalı infaz kurumlarında yerine getirilmesi sağlanacaktır. Bu kurumlarda belirli bir süre geçiren çocukların tutum ve davranışları yakından izlenecek, uyum düzeyi ve gelişimi değerlendirilecektir. 

Cezaevi sürecinde olumlu davranışlar sergileyen, eğitim ve iyileştirme programlarına aktif olarak katılan çocuklar hakkında olumlu kanaat oluşması durumunda, kalan cezalarını daha az kısıtlayıcı koşullara sahip olan çocuk eğitimevlerinde tamamlamalarına imkân tanınacaktır.

Çocuk eğitimevleri; suça sürüklenen çocukların topluma yeniden kazandırılması amacıyla oluşturulan, eğitime ve sosyal gelişime öncelik veren kurumlar olarak işlev görmektedir. Bu kurumlar, cezanın infazının yanı sıra kişisel gelişimi ve toplumsal entegrasyonu da destekleyen yapılar olup, cezanın ıslah edici niteliğini ön plana çıkarmaktadır. 

Çocukların iyi hal durumları, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 89. maddesi doğrultusunda, ceza infaz kurumlarında kurulan idare ve gözlem kurulları tarafından değerlendirilir. Bu değerlendirmede, çocuğun disipline uyumu, aldığı eğitime katılımı, davranışsal gelişimi ve suçtan duyduğu pişmanlık gibi ölçütler esas alınır.

Yeni düzenleme, kısa süreli hapis cezalarına çarptırılan çocuklara yönelik olarak doğrudan çocuk eğitimevine yerleştirilme seçeneğini de içermektedir. Buna göre, kasıtlı suçlar bakımından toplam 3 yıl veya daha az; taksirli (yani istem dışı gerçekleşen) suçlar içinse toplam 5 yıl ya da daha az hapis cezası alan çocuklar, herhangi bir kapalı kuruma girmeden doğrudan çocuk eğitimevlerinde cezalarını çekebileceklerdir.

Ancak, eğitimevine yerleştirilen çocukların bu kurumlarda kurallara aykırı davranmaları, uyum sorunları göstermeleri ya da disiplin cezası almaları hâlinde yeniden kapalı infaz kurumuna gönderilebilmeleri yönünde de yasal düzenleme yapılmıştır. Bu da, sistemin suistimal edilmesini engellemeye yönelik bir denge unsuru olarak dikkat çekmektedir.

Sonuç olarak, bu kapsamlı reformlarla amaçlanan; suça karışmış çocukların yetişkin hükümlülerden ayrı, daha güvenli ve eğitim odaklı ortamlarda cezalarını infaz etmeleri, ıslah edilmeleri ve yeniden suç işleme risklerinin azaltılmasıdır. Özellikle büyükşehirlerde artış gösteren ve çocukların karıştığı ağır suç vakalarına karşı, çocuklara özgü bu yeni sistem hem güvenliği artırmakta hem de çocukların topluma yeniden kazandırılmasını hedeflemektedir.

Konutta İnfaz Usulünün Kapsamında Yapılan Değişiklikler

Yeni düzenlemeyle birlikte, halihazırda kadınlar, çocuklar ve 65 yaşını doldurmuş bireyler için 1 yıl olan konutta infaz süresi 3 yıla çıkarılmaktadır. Aynı şekilde, 70 yaşını tamamlamış hükümlüler için mevcut 2 yıllık sınır 4 yıla, 75 yaşını geçenler için uygulanan 4 yıllık süre ise 5 yıla yükseltilmiştir. Ayrıca ilk defa, 80 yaşını dolduran bireylerin cezalarının 6 yılına kadar olan kısmının konutta infaz edilmesi imkânı mevzuata dâhil edilecektir.

Ağır hastalığı veya engelliliği nedeniyle cezaevinde yaşamını kendi başına sürdüremeyeceği sağlık kurulu raporlarıyla tespit edilen hükümlüler için de yeni düzenlemeler getirilmiştir. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alanlar hariç olmak üzere, toplum güvenliği açısından ciddi ve somut bir tehdit oluşturmadığı değerlendirilen bu kişilerin cezalarının evde infaz edilmesine infaz hâkimi karar verebilecektir.

Bu kişilerin sağlık durumları, Cumhuriyet Başsavcılığı gözetiminde yılda bir defa olmak üzere yeniden değerlendirilecek; eğer sağlık durumlarının düzeldiği anlaşılırsa, konutta infaz kararı kaldırılarak kişi hakkında cezanın kalan kısmı için farklı infaz yöntemleri uygulanabilecektir. Bu süreçte hükümlüler, denetimli serbestlik müdürlükleri ve yerel kolluk kuvvetleri tarafından gözetim altında tutulacaklardır. Ayrıca, toplam cezası 10 yılı aşan kişiler için elektronik izleme cihazı kullanımı zorunlu olacak; belirlenen şartlara uyulmaması durumunda konutta infaz kararı iptal edilecektir.

İnfaz Kurumlarında Geçirilecek Sürelerde Yapılan Düzenlemeler

Yargı paketi, özel infaz usullerinin kapsamını da yeniden şekillendirmiştir. Buna göre, hafta sonu ya da geceleyin infaz uygulanabilecek ceza sınırları şöyle belirlenmiştir:

  • Kasıtlı suçlar için azami 3 yıl,
  • Taksirli (yani istemeden neden olunan) suçlar için ise azami 5 yıl.

Ancak burada belirtilen süreler, fiilen çekilecek ceza süresi (yatar) değil, mahkemece hükmedilen toplam ceza süresidir. Örneğin, kasıtlı bir suçtan 4 yıl ceza alan biri için, cezanın yatarı 1 yıl dahi olsa, gece veya hafta sonu infaz uygulaması mümkün olmayacaktır (hastalık halleri hariç).

Konutta infaz kapsamında ise yeni üst sınırlar şu şekilde belirlenmiştir:

  • Kadın, çocuk ve 65 yaşını doldurmuş kişiler için 3 yıl,
  • 70 yaşını tamamlayanlar için 4 yıl,
  • 75 yaş ve üzerindekiler için 5 yıl,
  • 80 yaşını geçen hükümlüler için 6 yıl.

Ayrıca, doğumun üzerinden en az altı ay geçen ve toplam 5 yıl veya daha az hapis cezasına mahkûm kadınların cezalarının evde infazına da infaz hâkimi tarafından karar verilebilecektir.

Mevcut düzenlemeyle, hâlihazırda açık ceza infaz kurumlarında bulunan ve yukarıda belirtilen ceza sınırlarına uyan hükümlüler, denetimli serbestlik hükümlerini ihlal etmemiş olmaları koşuluyla, yazılı başvuruları üzerine infaz hâkimi kararıyla hafta sonu, geceleyin veya konutta infaz yöntemlerinden yararlanabileceklerdir.

Konutta infaz dâhil olmak üzere özel infaz usullerinden yararlanan hükümlüler de, denetimli serbestlik ve koşullu salıvermeden faydalanabileceklerdir. Ancak, terör suçları, cinsel suçlar, adli para cezalarının hapse çevrilmesi sonucu oluşan infazlar, şartlı tahliyesi geri alınanlar ve denetimli serbestlik ihlali bulunanlar bu uygulamadan istisna tutulmuştur.

Sonuç

Sonuç olarak, 10. Yargı Paketi ile birlikte gelen düzenlemeler:

  • İkinci kez tekerrür eden hükümlüler, açık ceza infaz kurumuna geçebilecek ve denetimli serbestlikten faydalanabilecek.
  • Koşullu salıverilme oranı, süreli hapis cezalarında ikinci defa tekerrür edenler için 4/3 olarak uygulanacaktır.
  • Denetimli serbestlik hakkı, ihlallerin ceza alt sınırı 1 yılın üzerindeyse ve iddianame düzenlenmişse sona erer.
  • Konutta infaz, sağlık raporu ile belgelenmiş ağır hastalık veya engellilik durumunda infaz hâkimi kararıyla uygulanabilecektir.
  • Koşullu salıverme ihlali, artık otomatik olarak tam kapalı infaza dönüşmeyecek; ikinci kez mükerrerlik şartı aranacak.
  • Kadınlar, çocuklar ve 65 yaşını geçmiş hükümlüler için konutta infaz süresi 1 yıldan 3 yıla çıkarıldı.
  • 70 yaşını tamamlayanlar için konutta infaz süresi 4 yıl, 75 yaşını geçenler için ise 5 yıl olarak güncellendi.
  • 80 yaşını dolduran hükümlüler, cezasının 6 yılına kadar olan kısmını evde infaz edebilecek.
  • Doğum yapmış ve toplam cezası 3 yılı geçmeyen kadınlar, cezaevine girmeden cezalarını konutta çekebilecek.
  • Çocuk hükümlüler, cezalarının ilk bölümünü yalnızca çocuklara özel infaz kurumlarında çekecek.
  • İyi hal gösteren çocuklar, kalan cezalarını çocuk eğitimevlerinde tamamlayabilecek.
  • Toplam 3 yıl (kasıtlı suç) ve 5 yıl (taksirli suç) hapis cezası alan çocuklar, doğrudan çocuk eğitimevine yerleştirilebilecek.
  • Eğitimevinde uyum göstermeyen çocuklar, tekrar kapalı infaz kurumlarına alınabilecek.
  • Kasıtlı suçlar için en fazla 3 yıl, taksirli suçlar için en fazla 5 yıl hapis cezasına sahip olanlar, geceleyin veya hafta sonu infazdan yararlanabilecek.
  • Süre hesabı mahkemece verilen toplam ceza süresine göre yapılır; “yatar” süresi dikkate alınmaz.
  • Denetimli serbestlikten yararlanmamışsa, açık cezaevinde bulunan hükümlüler özel infaz başvurusu yapabilir.
  • Denetimli serbestlikten yararlanmak için, ceza süresine bakılmaksızın en az 1/10 oranında cezaevinde kalma şartı getirildi.
  • Bu süre hiçbir şekilde 5 günden az olamaz. Kısa cezalar için de cezaevi tecrübesi zorunlu hale geldi.
  • Denetimli serbestlikte, cezanın ciddiyetini ve caydırıcılığı artırmak amacıyla dış infazın sınırları daraltıldı.
  • Erişim engeli kararlarına dair yasal boşluklar kapatıldı; internet içeriklerinin denetlenmesi hukuki zemine oturtuldu.
  • İdari ve adli yargıdaki parasal dava sınırları, davanın açıldığı tarihe göre belirlenecek.
  • Meclis’in yasa değişikliğiyle eşzamanlı olarak Açığa Ayrılma Yönetmeliği güncellendi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir